İnsandan ümidini hiç kesmeyen yazılar..
Sulhi Ceylan’ın bu kitabı için kapak arka yazısında dediği gibi arayış yazıları olarak nitelendirdiği üç bölümden 32 hikaye vardır. İnsanın hakikat
derdine parmak basmaya çalışan hikayeler.
Birinci bölümde Büyük Dert başlığı altında yazılar vardır. Aslında insanın derdi davası, davası da derdi olan bir kul olması gerektiğine vurgu var. Alışkanlıklarımızdan, arayışlarımızdan ve yollarımızdan kesitler vardır. Bu hakikat yolculuğunda önce aramanın ne kadar kıymetli olduğunu bir çok güzel arifin menkıbeleri üzerinden bir anlatış vardır. “Belki de yolda olmak yoldan daha önemlidir” der. Yol da bu kendini
arayış hikayesinde önemli bir kavram. Bazen de yol terbiye eder insanı. Yaşatarak anlatır, düşünerek anlamadığını. O yüzden yol kıymetlidir.
Bu kitapta yol- yolcu- yoldaş- ayna- hakikat ve kendini bulma üzerine çok güzel hikayelerle kısa kısa ama tokat gibi anlatışlar var. Yeter ki insan bahçesindeki bankta huzur sandığı gafleti ile birlikte oturmaktan vazgeçsin. Çünkü insan basit bir varlık değildir eğer kendini bir davaya adayabilirse. Bu kitap bize pergelin ucunu koyduğumuz yerin önemini anlatmaktadır. Çünkü bulunduğu noktadan geleceğe bakar ve anlamlandırır insanoğlu. Arayışın son bulduğu yer:
“Ey kulun ben seninleydim. Sana şah damarından daha yakındım. Sen kiminle beraberdin?”