8. Bölüm [Ay Ülkesi]
[ı] ikinci adımı güzel sözle atınca mâh payeye [gökyüzünün, cennetin ikinci katı, ay ülkesi], güzel sözlerin yurduna vardım. Kutsalların ulu divanına erişip onları gördüm. [2] Kutsal Surûş ve tanrı Âzer’e, “Burası neresi ve bu ruhlar kimlerin ruhları?” diye sordum.
[3] Kutsal Surûş ve tanrı Âzer, “Burası ay ülkesi ve bu ruhlar da yeştleri ve gâtâları okumayanların, akrabalarıyla evlenmeyenlerin ruhlarıdır. [4] Ama diğer sevaplarıyla buraya gelmişlerdir” diye ce
vap verdiler. [5] Onların yüzlerinin parlaklığı, ayın aydınlığıyla denkti.
9. Bölüm [Güneş Ülkesi]
[l] Üçüncü adımı iyi işle atınca iyi işler makamına eriştim. Hûr- şîdpayeye [gökyüzünün, cennetin üçüncü katı, güneş ülkesi] var dım. [2] En yüce aydınlıkların ve en aydınlık makamı olarak adlan dırılan yerdir orası.37 Orada kutsalların makamlarının, tahtlarının, yatakları ve sergilerinin altından yapılmış olduğunu gördüm. Ora daki insanların yüzlerinin parlaklığı güneşin parlaklığıyla denkti.
[3] Kutsal Surûş ve tanrı Âzer’e bu yerin neresi olduğunu, bu ruh ların kimlerin ruhları olduğunu sordum.
[4] Kutsal Surûş ile tanrı Âzer, “Burası güneş ülkesi ve bu ruhlar
37 Garazmân: Zerdüşt dini kaynaklannda; cennetin en yüce tabakası. Abura Mazda’nın makamı, sonsuz aydınlık ve etıîrân adlarıyla da bilinen en yüce makam.
89
da dünyadayken çok güzel bir şekilde hükümdarlık ve yöneticilik yapan, liderlik makamında bulunan kişilerin ruhlarıdır” diye cevap verdiler.
III. CENNET
10. Bölüm
[l] Dördüncü adımı, aydınlıklar yurdu, mutluluk ve huzur di yarı yüce arş’a doğru attım. [2] Ölülerin ruhları aydınlıklar içerisin
de bizi karşılamaya geldiler. [3] Bizi selamlıyorlardı. Bize dua edi yorlardı. “Ey kutsal, sen o geçici, kirletilmiş, sıkıntılar, belalar ve talihsizlikler dünyasından, bu sonsuz mutluluk, temizlikler ve gü venlik dünyasına nasıl geldin? İç bu ölümsüzlük veren şerbetten
de eriş sonsuz mutluluklara” diyorlardı. [4] Daha sonra Ahura Mazda’nın kutsal ateşi, tanrı Âzer beni karşıladı ve benim için dua etti, [s] “Hoş geldin ey Ardâvîrâf, ey yaş ağaç sahibi, Mezdiyesnâ inanırlarının peygamberi” dedi. [6] Bunun üzerine ben bir süre ibadette bulunduktan sonra, “Hoş geldin, ey tanrı Âzer. Ben dün yadayken bütün yedi yaşındaki güzel kokulu ağaçları senin üzerine koydum. Bana ‘yaş ağaç sahibi’ diyorsunuz” dedim.38
[7] Daha sonra Ahura Mazda’nın oğlu tanrı Âzer bana, “Gel sa na, benim üzerime koymuş olduğun yaş ağaçların suyundan oluş muş gölü göstereyim” dedi.
[8] Ardından beni bir yere götürdü. Orada bana büyük, mas mavi bir denizi gösterdi ve şöyle dedi: “İşte, benim üzerime koy duğun yaş ağaçların damlayarak çıkmış ve birikmiş suları.”
38 Ardâvîrâfa “yaş ağaç sahibi” nitelemesinin veriliş sebebi, onun ateşin üzerine yaş ağaç koymuş olmasıdır. Yaş ağaç yakmak, Zerdüşt inanışında günah kabul edilen ve yapılmaması gereken eylemler arasındadır. Zer düşt inanırlarınca kuru ağaç, yağ ve güzel koku, ateşe sunulan armağanlar arasındadır, bu geleneğe uymak da iyi ve sevap kazandıran işlerden sayı lır. (Afifi, Ardâvîrâjnâme, s. 33)
91
11. Bölüm
[Tanrı, Melekler ve Kutsal Ölümsüzler]
[1] Daha sonra Behmen İmşâspend39altın tahtından kalktı. [2] Benim elimden tuttu. İyi düşünce, iyi söz ve iyi işle birlikte beni
ulu tanrı Ahura Mazda’nın yüce makamına, kutsal ölümsüzlerin, diğer kutsalların ve kutlu Peygamber Zerdüşt Spitemân, Key Viş- tâsp [Goştâsp],40hükümdar Goştâsp’ın zeki veziri, bilgelik ve tec rübe sembolü Bilge Câmâsp, Mezdiyesnâ inanırlarının kutlu pey gamberi Zerdüşt’ün oğlu İsetvester, diğer din kardeşlerim ve din önderlerinin ruhlarının makamına götürdü. O makamdan daha aydınlık ve daha güzel bir yer asla görmemiştim.
[3] Behmen şöyle diyordu: “Bu Ahura Mazda’dır.” [4] Ben onun huzurunda ibadete kapanmak, dualarda bulunmak istedim.
[S] Ahura Mazda bana, “Selamlar sana ey Ardâvîrâf, o sıkıntılar ve yokluklar dünyasından bu temiz ve aydınlık evrene hoş geldin” dedi. [6] Ahura Mazda kutsal Surûş ve tann Âzer’e şöyle emretti: “Onu Ardâvîrâfı götürün ve temizlerin, iyilerin, kutsalların yerleri
ni ve ödüllerini; kötülerin de yerlerini ve cezalarını gösterin.”
[7] Ardından kutsal Surûş ve tanrı Âzer elimden tuttular. [8]
Beni yüceler yücesine götürdüler. [9] Kutsal ölümsüzleri, diğer tanrıları, Keyûmers,41 Zerdüşt Peygamber, kutsal dinin destekçisi hükümdar Key Viştâsp, Bilge Câmâsp, Ferşûster42ve diğer kutsal-
39 İmşâspend-. Kutsal ölümsüzler, Mazdeizmin en büyük melekleri Genel kabule göre Ahura Mazda ilk olarak bu kutsal ölümsüzleri yaratmıştır.
40 Goştâsp (Key Viştâsp): Keyânî hükümdarlanndan Lohrâsp’ın oğlu. Zer
düşt onun döneminde ortaya çıkmış ve dinini yaymıştır.
41 Keyûmers: İran efsanelerinde ilk insan, ilk hükümdar olarak kabul edilir. 42 Ferşûster: Zerdüşt’e ilk inananlardan ve İran asilzadelerinden biri.
92
lann, iyiler ve din önderlerinin ruhlarını gördüm.43
12. Bölüm [Diğer Kutsal Ruhlar]
[l] Yüce bir makama eriştim. Orada cömertlerin ruhların gör düm. Diğer ruhlardan daha yükseklerde, daha aydınlıklarda ve on lardan daha parlak bir görünümde parıldayıp etraflarına ışıklar sa çarak yürüyorlardı. [2] Ahura Mazda bu aydınlıklarıyla göz kamaş tıran, yüce ve güçlü ruhları saygınlar makamında ağırlıyor ve daha
da yüceltiyordu. [3] Şöyle dedim: “Ne mutlu sana, ey cömert kişi nin aydınlık ruhu, diğer ruhlardan daha yücelerdesin.” [4] Bu du rum çok hoşuma gitti.
[5] Dünyada gâtâları ve yeştleri okuyanları, Ahura Mazda’nın Zerdüşt’e gönderdiği ve bizzat kendisinin öğretmiş olduğu en gü
zel dine inanan ruhları gördüm. [6] Onlar altın ve gümüş gibi de ğerli süslemelerle bezenmiş, en parlak ve en güzel elbiseler giyin miş olarak beni karşılamak için bana doğru geldiler. [7] Bu gördü ğümden daha fazla hoşlandım.
[8] Akrabalarıyla evlilik yapmış kişilerin ruhlarını gördüm. Yü ce makamlardaki güç sahiplerinin gücüyle yaratılmış, yoğun bir aydınlık içerisinde yürüyorlardı. Çok büyük, çok yüksek bir dağ yüceliğinde ışık saçıyorlardı. [9] Bu da bana göre son derece övül- meğe yaraşır bir durumdu.
43 Zerdüşt dinine ilk inananların isimlerinden oluşan bu liste, bu bölümün başlannda da verilmişti. Ancak Ardâvîrâfnâtne yi düzenleyenlerden biri, birinci listede adları olmayan bazı Zerdüşt din önderlerini ve bu dini des tekleyen kişileri ekleyip grubu tamamlamak amacıyla bu son paragrafı ila ve etmiştir. (Âmûzgâr, Ardâvîrâfnâtne, s. 57)
93
ARDÂVÎRÂFNAME
[1 0 ] Dünyada iyi ve adaletli yönetimleriyle bilinen birtakım hü kümdarlar ve yöneticilerin ruhlarım gördüm. Göz kamaştıran ay dınlıklar içerisinde, altından arabaların üzerinde gidiyorlardı. Bu ruhlardan etraflarına büyüklük, iyilik, güzellik, güçlülük ve zafer
den zafere koşma edası, son derece etkili ve derinlemesine işleyen ışıklar gibi yayılıyordu, [ll] Bunlar da bana göre son derece övgü ye layık şeylerdi.
[12] Büyüklükleri ve doğru sözlülükleriyle tanınan birtakım ki şilerin ruhlarını gördüm. Aydınlıklar deryasında göklere yüksele rek panldayan bir atmosferde, son derece görkemli ve gururlu bir şekilde yürüyorlardı. [13] Bu da bana göre övgüye yaraşır ve kıvanç veren bir durumdu.
13. Bölüm
[l] Din önderlerinin söylediklerine uyarak kocalarına çok iyi davranmış, iyi düşünceli, iyi sözlü ve iyi iş yapmış olan birçok ka dının ruhunu gördüm. Altın, gümüş ve türlü türlü değerli mücev herlerden yapılmış giysiler ve çok pahalı takılarla süslenmişlerdi.
[2] “Bunlar kimlerin ruhlarıdır?” diye sordum.
[3] Kutsal Surûş ve tanrı Âzer şöyle cevap verdiler: “Bunlar
dünya hayatında suyu hoşnut eden, ateşi hoşnut eden, toprağı, bitkileri, sığırları, koyunları ve dünyada Ahura Mazda’nın yarattığı bütün yaratıkları hoşnut eden iyi kadınların ruhlarıdır. [4] Bunlar yeziş ve dron yapan, tanrıları hoşnut eden, onlara karşı gerekli iba detleri yerine getiren, kurban sunan, hem dünyadaki hem de fizik- ötesi âlemdeki tanrıların44 emirlerini yerine getiren, kocalarını
44 Dünyadaki tanrılar: Başlarında yeryüzünün en büyük kutsalı Zerdüşt ol mak üzere diğer kutsallar ve kötülüklerden sakınan ulular grubu.
94
memnun edip onlara saygıda kusur etmeyen, onların namuslarını koruyup emirlerine uyan, Mezdiyesnâ inanışında da şüphe ve te reddütleri bulunmayan kadınların ruhlarıdır."
[5] Sevap kazanmaya ve günahlardan kaçınmaya son derece ça ba sarf ederlerdi. [6] Bu da bana göre övgüye yaraşır bir durumdur.
14. Bölüm
[1] Dinsel ibadetlerini titizce yerine getiren, yeziş yapan45 ve dua okuyanların ruhlarını çok aydınlık bir ortamda gördüm. Bü yüklükleri ve güzellikleri göz dolduruyordu. Bu durum çok hoşu ma gitti.
[2] Dini öven, dinsel törenlere katılan, dine saygı gösteren, tan rıları öven ve bu iyilikleri başkalarına da tavsiye edenlerin ruhlarını gördüm. [3] Onlar başka ruhlarla birlikte bulunduklarında, diğer lerinin ruhlarından çok yücelerde, yaptıkları iyiliklerin karşılığında göklere erişir yüksekliklerde bulunuyordu. Bu da benim son dere ce hoşlandığım bir durumdu. Benim için bir övünç kaynağıydı.
[4] Savaşçıların ruhlarını gördüm. En huzurlu ve en mutlu dü şünceler içerisinde yürüyorlardı. [S] Bu durum beni son derece hoşnut etti.
[6] Dünyada çok sayıda zararlı yaratık öldürmüş kişilerin ruhla rını gördüm. Dünyadaki sular, ateşler, bitkiler, yeryüzündeki bu
Fizikötesi âlemdeki tanrılar: Başlannda ulu tanrı Ahura Mazda’mn bulun duğu diğer tanrılar, melekler ve kutsallardan oluşan metafizik evrenin azizleri.
45 “Yeziş yapanlar” Zerdüşt bağlılarının toplumundaki dört sosyal tabaka dan ilkini oluşturan, ibadetlerin düzenlenmesinden sorumlu olup toplum önderliğini de üstlenen mûbedlerdir.
95
ARDÂVİRÂFNÂME
kutsalların yüceliğiyle yüceliyor ve aydınlıklarıyla aydınlanıyor du.46[7] Bu durum da beni son derece mutlu etti.
[8] Çiftçilerin ruhlarım gördüm. Son derece aydınlık ve gör kemli makamlarda bulunuyorlardı. Çok pahalı, değerli, parıldayan elbiseler giyinmişlerdi. Yıldızlar gibi ışık saçıyorlardı. [9] Fizikötesi evrenin sulan, toprağı, bitkileri ve koyunları onların huzurunda ayakta duruyor, dualar ediyor, onları övüyor ve minnetlerini bildi
rip teşekkürlerini sunuyorlardı. Makamlarını yüceltiyor, yerlerini genişletiyorlardı. Bu benim çok hoşuma gitti.47
[10] Sanatkârların ruhlannı gördüm. Onlar dünyada hüküm darlara ve kumandanlara hizmet ediyorlardı. Bunun karşılığında çok geniş ve son derece güzel döşenmiş makamlarda oturuyorlar
dı. [ll] Buna da çok sevindim.
15. Bölüm
[ı] Birtakım çobanların ruhlarını da gördüm. Onlar dünyada hayvan, özellikle de koyun otlatıyorlardı. Onları besliyor, kurtlar dan, hırsızlardan ve kötü niyetli yağmacı insanlardan koruyorlardı. Her gün zamanı geldiğinde onlara sularını, otlarım ve verilmesi gereken yiyeceklerini veriyor, onlan şiddetli sıcak ve ağır soğuktan koruyor, mevsimi geldiğinde çiftleşme dönemlerindeki koçları ko ymalara katıyor, onlan dinsel kurallar örfler ve gelenekler çerçeve-
46 Dünyadaki hayatlarında sözü edilen temel hayat unsurlanm, zararlı yara- tıklann kötülüklerinden koraduklan için, bu unsurların aydınlıklanyla ölüm sonrası hayatlannda aydınlanıyorlardı. Dünyada koruyarak hizmet ettikleri unsurlar fizikötesi evrende onlara hizmetlerde bulunuyordu.
47 Köylüler ve tarımla uğraşanlar dünyada burada bahsedilen varlıklara de ğer verip onları önemsedikleri için, onlar da orada köylü kesimini iyilikle ri karşılığındaki iyi davranışlarıyla destekliyorlardı.
96
ARDÂVÎRÂFNÂME
sinde koruyorlardı. [2] İnsanlara çok büyük yararlar ve değerli ürünler, dünya halklarına yiyecek ve giysiler sunan insanları gör düm. [3] Onların ruhları, o aydınlıklar dolu nasiplerine erişmiş hal de, büyük huzur ve sevinç içerisinde mutluluklarla yürüyordu. Ben bütün bunları, çok kıvanç verici ve övgüye yaraşır olarak algıladım.
[4] Çok sayıda altın taht ve makam gördüm. Güzel yataklar ve onlara yaraşır çok değerli yastıklar, sergiler gördüm. [5] O tahtlar ve sergilerin üzerinde yöneticilerin ve reislerin ruhları oturmak taydı. Onlar ailelerini, memleketlerini, mülklerini ve yıkılmış yer leri onarıp mamur hale getirmişlerdi. [6] Onlar insanlann yararına çok sayıda su kanalı ve ırmaklar açıp çeşmeler akıtarak, onlara zira at işlerinde yardımcı olmuş, daha fazla ürün almalarım sağlamış, yaşadıkları yöreleri bayındır bir hale getirmişlerdi. [7] Onların hu zurunda sular, bitkiler ve kutsalların ruhları, bu büyük başarıların dan dolayı onları var güçleriyle kutluyor, övüyor ve şükranlarını sunuyorlardı. Bu, bana göre çok muhteşem ve gurur vericiydi.
[8] İnançlarında dosdoğru olanların, öğretmenlerin, araştırma cılar ve bilim adamlarının ruhlarını çok aydınlık bir makamda, en büyük mutluluklar ve sevinçler içerisinde gördüm. Bu, bana göre çok muhteşem ve gurur verici bir durumdu.
[9] İnsanları iyiliklerinde destekleyen duyarlı kişileri, yardımla rını kimseden esirgemeyen ve barış için çaba harcayan iyilik dost larını, Mezdiyesnâ inanırlarını gördüm. Onlar da tıpkı yıldızların ışığı gibi, ayın ve güneşin ışığı gibi çevrelerine aydınlık saçıyorlar dı. Onlar da mutluluklara boğulmuş bir şekilde, o göz kamaştıran aydınlıklar içerisinde yürüyorlardı.
[ıo] Kutsalların yüce makamlarını ve mutluluk yurtlarını gör düm. Her taraf aydınlıklara boğulmuştu, geniş, huzur ve refah do luydu, her taraf en güzel kokulu çiçeklerle süslenmiş ve en güzel
97
ardAvîrâfnâme
biçimde bezenmişti, bütün çiçekler açmıştı, her şey çok canlı, par lak ve alımlıydı, huzur içerisinde kendinden geçmiş bir halde ve mutlulukla gülümsüyordu. Hiç kimsenin seyretmekle doyamaya- cağı nefis manzaralardı.
Sayfa 90