Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Esma-ül-Hüsna
Fütuhat-ı Seyyid Muhammed Ruhi Esmaül Hüsna 2 cilt 382 383 384 385 sayfalar Ya Fettah İsmi Şerifi Gaybın anahtarları yalnızca O'nun katındadır kur'an-ı Kerim'de Enam suresi 59 ayeti kerimesinde mealen Gaybın anahtarları yalnızca O'nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın. Buyurmaktadir Allahu Zülcelal bu Ayeti Kerime'yle Ya Fettah İsmi Şerif'inin tecellisiyle Cenabı Hakk'ın rızası için çalışan bazı kullara hakikati işaret ederek uyarıda bulunur, Cenabı Hak bir yandan kendisine makam tayin etmiş olduğu bu kişinin kendisinin farkında olması gerektiğini beyan ederken bir yandan da onun üzerindeki Rahman ve Rahim tecellisiyle korkudan ümide geçişini işaret etmektedir. Bir önceki ayette korkuttuğu nefislere bu Ayeti Kerime'de ümidin hakikati beyan edilerek onların karşısında var olanlara bir söz söylemektedir. Gaybın anahtarlarının Allahu Zülcelal'in yanında olduğunun beyanı Allahu Zülcelal'in fetih kapılarını açmasının tecellisinin nasıl olduğuna delildir. Bu anahtarlar Hazreti Allah'ın tayin etmiş olduğu kapanmış, gizlenmiş Hakikati İlmiye kapılarının anahtarlarıdır. Bu kısımlardan geçtikçe Allahu Zülcelal bildiklerini Hazreti Peygamber Aleyhisselatü Vesselam'ın eliyle bütün Evliyaullah'a bildirdiğini, bazılarına da fütuhat kapılarını açtığını beyan eder ki buna inanmayanları da şöyle uyarır: “Ben her şeyi bilirim karada ve denizde ne varsa bilirim.” Ayeti Kerime'deki karalar insanların nefisleri ve şeytanlardır. Denizlerse insanların gönlü, insanların gönlündeki denizdir. İnsanın gönlüne, Cenabı Hakk'ın hamd denizine varabilecek ve O denizde yüzebilecek yapıya uygun emanet tevdi edilmiştir. Ayeti Kerime'de sonraki ifadeyle denizlerden düşecek yaprak ile denizlerden düşecek hikmet damlaları işaret edilmiştir. Cenabı Hak diyor ki: “Benim yarattığım kulların içerisinde benim hamd denizimde belli bir bölüme sahip olan kullarım var ve onlardan düşecek olan bazı hikmet damlaları var. Ben onları bilirim.” Ayeti Kerime'nin devamında Cenabı Hak tohumdan, kuruluktan ve yaşlıktan bahsederek bu hikmet pınarlarının her birisinin dünya muvazenesine kapılmış gönüllere düşmüş bir tohum olduğunu işaret eder. Bütün insanlara işareten şöyle beyan etmiş olur: “Sizin gönlünüz karanlıktır. Allahu Zülcelal'in hak ve hakikatinden uzaksınız. Ben ise o hak ve hakikati bir kulumdan hikmet pınarları olarak, hikmet damlaları olarak sizlere beyan ediyorum. Eğer beyanın karşısında siz nemli bir toprak gibi, gözü yaşlı, tövbekar ve sadık olursanız bu hikmet pınarlarından faydanızı alırsınız, Eğer daha önce bahsedilmiş marazi kalbe sahipseniz onun nihayetinde sizin toprağınızda bir kuruluk olur. O öyle bir kuruluktur ki size hikmet pınarları, hikmet tohumları istediği kadar düşsün bir işe yaramaz.” Ve Cenabı Hakk'ın Ayeti Kerime'nin sonunda beyan ettiği “Bunların hepsini de biz bir yere yazdık.” ifadesi bunların bir kısmını bazılarının okuyabildiğine dair bir işarettir. Cenabı Hakk'ın bir şeyi bir yere yazmış olmasındaki Hikmeti İlahi, onu birilerinin okuyabilmesi içindir. İnsan düşünse, aklında olan bir şeyi bir yere yazmasında iki sebep vardır. İnsan ya kendisi unutmamak için ya da daha sonra birileri okusun diye yazar. Madem ki Allahu Zülcelal verdiği kararların hiçbirini unutmaz o halde hatırlamaya da ihtiyacı yoktur. O halde Allahu Zülcelal'in ikram ettiği, kitaptaki hikmet pınarlarını anlatmak üzere fetih ehline verilmiş olan damlalar olduğu açıkça anlaşılır. Allahümme Salli ve sellim ve barik ala seyidine Muhammed ve âlâ ehlihi ve sahbihi vessellim adade inamillehi ve ifdalihi
Sayfa 382 - Ruhi YayıneviKitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.