Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

211 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Hayat, efsaneyi takip eder..
Okuduğum zaman kitabın içinde kaybolduğum, gerçek hayata tamamen kulaklarımı tıkayıp onun dünyasında yaşadığım nadir yazarlardandır Orhan Pamuk...Açıkçası henüz okumadığım bir çok kitabı olmasına rağmen okuduğum her bir kitabı bana farklı bir dünyaya kapı açtı benim için.. Okurken düşündürdü, hüzünlendirdi, sorgulattı ki, benim için bir romanda bu husus çok önemlidir. Kırmızı Saçlı Kadın romanına dair düşüncelerimi ifade etmeden önce Orhan Pamuk 'un bir kaç kitabında farklı renkleri kullandığı ayrıntısına dikkat çekmek istiyorum. Mesela, “Benim Adım Kırmızı”, “Beyaz Kale”, “Kara Kitap” ve  “Kırmızı Saçlı Kadın”… Sizlerin de dikkatinizi çekmiş olabileceğini düşündüğüm bu durum Pamuk un renklere özel bir ilgisi olduğunu düşündürdü bende. . Orhan Pamuk kitapla ilgili bir röportajında “Ressam olmak istemiştim, yazar oldum. Ama ikisi arasında köprü olmayı, renklerin verdiği duyguları kelimelerle anlatmayı seviyorum. Renkleri işitmeyi, kelimeleri görmeyi deniyorum…” demiş. Pamuk un bu sözleri düşüncemi doğrular nitelikte.. Bu düşünceler ışığında Pamuk un Kırmızı Saçlı Kadın romanında da kitabın isminde kullanılan kırmızı renk öylesine seçilmiş bir renk değil. Kırmızı ve onun çağrıştırdığı anlamlar, özellikle kadının saçının kırmızı olmasının hikayesi romanda önemli bir yere sahip. Yaklaşık 200 sayfa ve üç bölümden oluşmuş bir roman olan “Kırmızı Saçlı Kadın”da Orhan Pamuk birbirinden farklı, çeşitli kültür ve edebiyatla ilgili konulara değinmiş. Çocukluğunda çalıştığı bir kitapçıda Freud`un rüya yorumları ile ilgili bir derleme okuyan kahramanımız ‘Cem’ Antik Yunan tragedyası olan Sofokles`in “Kral Oedipus”unun hikayesi ile tanışır. Kitabın kendisi ile tanışmasa da bu hikaye onu ta çocukluğundan beri etkiler, hatta bütün hayatını etkiler. Babası tarafından terkedilen bir çocuk olmasının da burda önmeli bir rolu vardır mutlaka. Babasından istediği şefkati görmeyen Cem bunu bir yaz para kazanmak için çıraklığını yaptığı kuyucu Mahmut Usta`da arar. Mahmut Ustanın otoriter tavırları Cem`i etkiler bazen kızdırır ama aynı zamanda buna ihtiyacı da vardır. "Devlet Baba, Allah Baba, Paşa Baba, Mafya Babası; bu ülkede kimse babasız yaşayamaz…” Bu cümleden de anlaşıldığı gibi Orhan Pamuk insanların sırtlarını dayayabileceği bir babaya, güce, otoriteye ihtiyacı olduğunu söylemeye çalışıyor. Cem ile Mahmur Usta arasındakı ilişki de bu açıdan değerlendirilmiş sanırım. Aynı zamanda Cem`in bazen onun baskısından bıkması ve kaçıp kurtulmak istemesi bu sevgisi ile çelişiyor gibi görünür. Burda yine “Kral Oedipus” devreye giriyor.  Romanı okuduğunuz zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.. Pamuk 'un Kırmızı Saçlı Kadın adlı romanın kahramanı Cem hayatı boyu Sofokles`in “Krala Oidepus”u ve İran efsanesi “Rüstem ve Sührab” üzerine araştırmalar yapar, bununla ilgili kitaplar okur, gittiği ülkelerde müzelere, sanat galerilerine gidip bu eserler üzerine yapılmış resimleri izler. İlkinde oğul babayı öldürür, ikincisinde baba oğulu. Ama sonuç olarak iki eserde de pişmanlık var. Babasını öldürüp annesi ile yattığını öğrenen Oedipus kendisini cezalandırmak için gözlerini kör eder, bilmeden oğlunu öldüren Rüstem ise oğlunu kollarına alarak ağlar ve pişmanlığını gösterir. Osmanlı padişahlarının da tahta çıktıktan sonra şehzade kardeşlerini öldürüp sonra ağlayarak piçman olduklarını göterdiklerini söylüyor Orhan Pamuk Kırmızı Saçlı Kadın karakteri bu romanda önemli bir yere sahip. Romanın son bölümü onun adı ile anılmış. Romanın en can alıcı noktası , en önemli kısmı diyebiliriz kitabın üçüncü bölümüne. Belkide romanın yazılma nedeni, kilit noktası bu bölümde saklı. Orhan Pamuk kendisi için kırmızı rengin  çiğ et, kan, iktidar gibi anlamları çağrıştırdığını söylüyor. Cem`in hayatında bu kadar etkisi olan kadının saçlarının kırmızı olması da tesadüf değil elbette. Hem de doğal değil kına ile boyandığı için doğala benzeyen kırmızı… Bu da önemli bir ayrıntı. Son bölümde roman boyu yaşananlarıı romana adını veren Kırmızı Saçlı Kadın`ın dilinden dinliyoruz. Ve “Kral Oidepus”, “Rüstem ve Sührab” hikayelerini ve elbette bir de okuduğumuz romanın hikayesini bir kez daha derinden düşünmeye başlıyoruz. Okuduğum diğer kitaplarına nazaran  Orhan Pamuk`un  bu romanında dili sade, fazla uzun cümleler, betimlemler yok..  Buna rağmen okur için doldukça doyurucu bir eser olduğunu kabul etmek gerek. En azından benim için öyle. Orhan Pamuk 'un “Elinizdeki kitabın aslında başka bir kitap olabileceğini gösteren bütün postmodern hileleri…” kullandığını söylediği Kırmızı Saçlı Kadın romanını herkesin severek okuyacağını düşünüyorum.. İyi ki kitaplar var..
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,2bin okunma
·
374 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.