Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Cephede bulunanlar buğday haşlaması, ya da un çorbasıyla midesini doldururken bifteklerle, tatlılarla karın doyuran, buzlu hoşaflar içenler de vardı. Bunu, böyle yapanlar sade Almanlar değildi. Bizler de beraberdik. Efradını bol erzak ile besleyen, her ay maaşlarını altın veya gümüş olarak alan birliklerimizin yanında, un çorbasını bile müşkülatla tedarik edebilen, Arabistan'da geçmeyen kağıtlardan başka maaş veremeyen birlikler de eksik değildi. Bunlar hep aynı gaye için, aşırı sıkıntıya katlanan, yan yana harp eden, aynı vatanın evlatları idi. Biri memnun, mesud, bolluk içinde, diğeri mahrum, kederli yokluk içinde… İşte zaafın, başarısızlığın gerçek sebeplerini de bu noktada aramak gerekir. Bir taraftan şu uygunsuzlukların yol açtığı yeis ve ümitsizlik; kontrol ve disiplin, itaat ve hürmet gibi, ordunun kutsal çatısı olan disiplin ilkelerini ihlal ederken, diğer taraftan gıdasızlık askerin ciğerine çökmüş bulunuyordu. Gariptir, şu yokluk sırasında bir de subaylara, derecesine göre erzak dağıtma usulü kabul edilmiştir. Subayların arkalarında bıraktıkları aileleri beslemek, sefalet çektirmemek için ne güzel bir tedbirdi. Ama suiistimal edilmemesi şartıyla… Ya Rabbi! Bu dağıtım yüzünden meydana gelen üzücü olayları insan, tüyleri ürpermeden hatırlayabilir mi? Paraca, erzakça israf edilen miktar neye baliğ olursa olsun, bari bu yüzden cephede çalışan ordu zorluklara maruz kalmasaydı! Esasen cephede bulunan subayların aileleri çoğunlukla bu dağıtımdan tamamı tamamına hissedar olamıyorlardı. Şüphesiz ambarlarda bulunabilen erzaktan fazlası istenilemezdi. Lakin bir kısım halk veya asker-hükümetten sual olunmaz -her istediğine nail olurken, erkekleri düşman karşısında çarpışmaktan başka günahı olmayan bir kısım ailelere de, sade yağ yerine kandil içinde kullanmağa yarar bir miktar zeytinyağıyla her ay 5-10 kilo kuru, kokmuş bakla vermek elbette paylaşmaya ve adalete uygun sayılmazdı. Bu suiistimal sadece cephe gerilerinde münhasır kalmamış, kademeli olarak cephelere de sirayet etmişti.
Sayfa 22 - Arba YayınlarıKitabı okudu
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.