Frankfurt Okulu düşünürleri arasında totalitarizm kavramını ilk kullanan Herbert Marcuse oldu. "Totaliter Devlet Görünümündeki Liberalizme Karşı Mücadele" başlıklı makalesi, Marksistlerin faşizm tanımlamasıyla büyük oranda örtüşmekte, faşizmi çökmekte olan emperyalist-kapitalist yapının bir hastalığı olarak tahlil etmekteydi. Faşizm eleştirisinin Sovyetler Birliği'ni içermesine dönük ilk çarpıcı girişimin sahibi olan Horkheimer ise "Otoriter Devlet" başlıklı çalışmasında, Friedrich Pollock'un Sovyetler Birliği'ni de dahil ederek otoriter devletleri tanımlamak için geliştirdiği "devlet kapitalizmi" kav ramını kullanıyordu. Horkheimer, aralarında Franz Neumann, Otto Kirchheimer ve A.R.L. Gurland'ın bulunduğu ve faşizmi açıklamak için tekelci kapitalizm kavramını kullanmakta ısrar eden isimlerle bir tartışmaya girdi. Böylece, Frankfurt Okulu tarihinde ilk kez, hem de en önemli isimlerinden Horkheimer tarafından faşizmle Sovyetler Birliği'ni net biçimde aynı kavramsal çerçevede ele alan bir analiz geliştirilmekteydi. Aynı çalışmada Horkheimer eleştirel güçlerin kaynağı olarak ilgisini bireye yönlendiriyordu.