''Kalpler ancak, Allah'ı zikretmekle huzura erer.'' ---Rad Süresi 28---
Zikir ile sufiler gaflete düşmekten kurtulur, zaten zikir gaflete, nefis arzularına, benliğe düşmemek için verilen bir mücadeledir Zikir devam ettikçe sufinin benliği, hayata bakış açısı, davranışları da değişir ve hayata, insanlara kamil insan gözüyle bakmaya başlar. Çünkü zihin neyi anarsa insan o halde yaşar. İnsanın neyle meşgul olduğu bu yüzden çok önemlidir. Zikrin amacı saf ve duru bir gönle, kalbe, hakkı batıldan ayırabilme kudretine sahip olabilmektir. Zikir devam ettikçe kişinin gelişimi de devam eder ve yaratılışın özünü kavramaya doğru gidilen yolda sürekli yeni şeyler öğrenilir ve nefisin mertebeleri teker teker atlanır.
Tasavvuf felsefesinde en yüce varlık ve tek gerçek yaratıcıdır. Allah'tan başka herhangi bir varlık sadece bir gölgedir. Tasavvuf yolunda bu yüzden zikir çok önemlidir. Tam bir kalp ve zihin teslimiyeti ile istikametin Allah'a çevirmek ve O'nun dışında kalan her şeyden el çekmek kişiye gerçek bilginin kapılarını aralar. Anca bu yolculuk kolay bir yolculuk değildir. Zihin insana sürekli vesveseler vererek nefis ile farklı istekler, düşünceler ve arzularla kişiyi bu yoldan alıkoymaya çalışır. İşte zikre devam etmek ve kendini adamak bunlardan bir süre kişinin kurtulmasını da sağlar.
Sürekli en yüce varlığı zikretmek kişiyi dağınıklıktan temizleyerek yolun önündeki engelleri kaldırır. Bu yolculuğun varılacağı yer ise kamil insan mertebesidir.