Gönderi

90 syf.
·
Not rated
Belki sabah yağmur yağmasaydı, otobüsün en arkasına binmeseydim... belki kendimi bu kadar yorgun hissetmeseydim bu satırları yazmayacaktım. Boşluğun ortasına bağdaş kurup, başımı öne eğip, gözlerimi ne çok sıkıp ne çok gevşek tutup... Göğsümdeki nefesi yavaş yavaş çözerek bir uykuya dalar gibi yazmak istiyorum. Önce metro ve sonra otobüste geçti satırları kitabın... Etrafımın farkında olmadım, kuvvetle muhtemel etrafım da benim farkımda değildi. Evet bazen insan bunu istiyor. Etraftan ve etrafın bağlarından kurtulmak. Çünkü ile başlayan bir cümle kurmak için geç mi kaldım? Çünkü çıkışını bulamadığımız bir lunaparkın yorgunluğunu yaşıyoruz hepimiz. Oyunlar yormuyor bizi dikkat edin, parkın çıkışını aramak yoruyor!!! İşe yeni gelmeme rağmen yorgunum ve işten çıkış saatini beklemek ile teselli bulabiliyorum. Ama bir gariplik var(!) buranın kapısını biliyorum. Çıkışın nerede olduğunu biliyorum, çıkabilirim buradan, kurtulabilirim... Ama neden bunu isterken bu iradeyi ortaya koyamıyorum? Bu böyledir! Gerçekten böyledir. Eğlencenin bittiğini herkes bilir ama çıkış yönünü bilmesine rağmen kapıyı bulamaz insan... Kapalı ve kasvetli bir İstanbul sabahı için çok mu kasvetli cümleler bunlar? Uzun zamandır inceleme yazmıyordum... Acelem vardı; okumak daha lüzumluydu benim için. Aklım ile kalbim arasındaki cereyanda kalmamak adına okudum okudum...bir narkotik etki bekleyerek okudum... Ne zaman durdu ne ileri alabildim zamanı... Kapının yeri aynı, yönünü biliyorum belki yerini de... Ya çıkış zamanı? Saat 5'te çıkabilecek miyim? Ya kapıda yoğunluk olursa?
Bu Böyledir
Bu BöyledirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20227.6k okunma
·
367 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.