Gönderi

Biz bütün bu yaptıklarımızı niçin yapıyoruz birbirimize? Bir daha hiçbir yerde, hiçbir zamanda birbirimize anlatacak bir meramımız, söyleyecek sözümüz kalmasın diye mi? Biz bütün bu yaptıklarımızı niçin yapıyoruz? Yaptıklarımızın akıl ölçeğinde bir ağırlığı, anlam frekansında bir izahı var mı? Neden kendi varlık alanlarımızın sınırları yetmez oldu bize? Neden daha çok görünebilmek için başkalarından bir şeyler eksilmesine umut bağlar hale geldik? Neden kötü ihtimalleri ortadan kaldırmak için bir araya gelmiyor, iyi ihtimaller üzerinde beraberce kafa yormuyoruz? Neden düne kadar aramızda olmayan bu mesafelerin, bir anda nereden peydahlandığını kendimize sormuyoruz? Neden birbirimizin derdiyle dertlenmek konusunda bu kadar gayretsiz ve bu kadar önyargılıyız? Bu uyurgezerliğin bir sonu yok mu? Bin bir zorlukla ürettiğimiz güzellikleri,kaba ve anlamsız itiş kalkışlara bu kadar kolay mı kurban edeceğiz? Bizi birbirimize yakın kılan her şeyden bu kadar kolay mı vazgeçeceğiz? Yaptıklarımızın ayaklarımızı bastığımız zemini sarstığının ve küçük sarsıntıların büyük depremleri çağırdığının farkında değil miyiz? Bir iştahla kemirdiğimiz her şeyin, aslında nice badireleri aşarak bugüne getirdiğimiz kadim hikayemize ait olduğunu ne zaman göreceğiz? Ne zaman doğru ve ortak kaygılarımıza döneceğiz yüzümüzü? Ne zaman kavrayacağız görünmez iplerle aslında sıkı sıkıya birbirimize bağlı olduğumuzu? Bugüne kadar hep aynı taşlara takılıp tökezlemedik mi? Ayağımızı hep aynı boşluğa basıp sendelemedik mi? Hep aynı yalanlara kanıp gerçeği elimizden düşürmedik mi? Peki neden düşüyoruz aynı tuzağa bir daha? Neden bu kadar kolay yitiriyoruz aklımızı, izanımızı? Neden bu kadar gönüllüyüz bu aşikâr cinnetin kollarına atılmak için? Hayatı yaşanmaz kılmak için neden yarışıyoruz hiç durmadan birbirimizle? Oysa biz ne kadar yakışıyoruz bu topraklara beraberliğimizle. Aynı toprakta yeşeren başaklar gibi, rüzgârın ellerinde..
Sayfa 72
·
1 plus 1
·
56 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.