Kitap Ya tahammül ya sefer i anımsatıyor. Yurtdışında tahsilini tamamlayıp dönen Ömer Faruk hiçbir şeyi eskisi gibi bulamaz. Dava arkadaşları farklı yollara girmişlerdir. Kimi pala kahvehanesini bara çevirir kimi kapitalist sistemin çarkına tutulur kimi siyasete atılır. Ama Ömer Faruk çizgisinden sapmaz. O bağımsızdır, hiçbir partiye girmez üstelik bir iş ararken. Mesela onun yerine koysak kendimizi. İş ararken bir partiden gelen yüksek makamlı ve geniş yetkili bir iş teklifini reddebilir miydik bilmiyorum. Ama o çözümün partide bitmeyeceğini dünyaya yeni bir adil düzen sunmak gerektiğinden bahsediyordu. Ve bağımsızlığından vazgeçmedi.
Tüm ümitleri tükendiğinde o çareyi babasından kalan çiftlik evinde bulacaktı
Kitap bitiminde "Doğru bildiğin yolda, yalnız yürüyecek kadar cesur ol." Sözünü hatırlattı Ömer Faruk bana.