Gönderi

Yıllar geçtikçe azala azala çoğalıyorsun. Kurduğun cümlelerden gereksiz kelimeleri ayıklıyorsun. Düşüncelerin berraklaşıyor. Arkadaş çemberini daraltırken, entelektüel dünyanı zenginleştiriyorsun. Hatalarından ders alıyorsun. Sade, sıradan ve gösterişsiz bir hayatı yeğliyorsun. Kendine yetiyorsun. Bu dünyaya mutlu olmaya gelmediğini anladığın anda mutlu olmaya başlıyorsun. Tüm bunlara rağmen bir şey eksik. Karda yürüyen insan gibi ardında bıraktığın izleri birisinin takip etmesini istiyorsun. Tüm bu kendini gerçekleştirme ve kendinin en iyi versiyonunu oluşturma çabası ne içindi? Böylesine derin bir yalnızlığa düşmek için mi? Yoksa bir gün eşini bulduğunda hayatının geri kalanını en güzel şekilde yaşamaya hazır olmak için mi? Murakami’nin o çok sevdiğim cümlesi geliyor aklıma: “Yürekten sevdiğin biri varsa, bir kişi olsun yeter. Hayatın kurtulmuş demektir…”
·
232 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.