Gönderi

Babam olanları anlattıktan sonra kızılca kıyamet koptu. Kıyametin çok gürültülü olacağını sanıyoruz ya kim bilir belki de sessizdir. Sessizlik gürültüden çok daha ağır bir şey. Kimse çıtını çıkarmadı. Ethem bir köşede ellerini bağlayıp gözlerini halıya dikti. Nurten bir köşede. Kafamı kaldırdım baktım, herkes halıya bakıyor. O halıyı ömür billah unutmayız artık. Sülalece düğüm saydık halıda. Kimse ağlamadı. Kimse bir şey demedi. Kimse küfretmedi, kimse bir şey sormadı, kimse vah tüh demedi. Hep beraber yuttuk dilimizi. Sanki böyle nasıl anlatayım size, filmlerde falan oluyor ya, biri geldi, bir tuşa bastı, bekletmeye aldı bizi. Ama biliyorum, herkesin kafası vızır vızır çalışıyor o an. Herkes filmi geri sarıyor. Nereden biliyorum? Çünkü ben tecrübe ettim daha önce. Kâzım Baba bana ilk anlattığında ben aynı şeyi yaptım. Kafam önüme düştü. Ayağımda örme patikler vardı. O patiklerin üstündeki ilmekleri saydım ben de. Sonra saatlerce, günlerce düşündüm, heeee dedim, demek bundan ötürü böyle oldu. Bir kere de şöyle olduydu, demek bu da ondan ötürüymüş. Günlerce düşündüm, günlerce. Sonra alıştım. İnsan zamanla kabulleniyor. O an hepsinin hali benim gibiydi. Herkes halıya bakıyor, herkes kafasında bir şeyleri yerine koymaya çalışıyordu. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Emin'i dürttüm, "Babamı al, hadi gidelim" dedim. Babamı bir çuvalı kaldırır gibi iki kolun dan tutup dışarı çıkardık. Ekrem ve Sevgi de bizimle kalktılar. Nurten ve Ethem yerinden kımıldamadı. Kimse kimseye biz gidiyoruz, görüşürüz, güle güle demedi. Kapıyı çekip çıktık. Yalnız Ayşe'yle Salih'e "Yalnız bırakın anne babanızı biraz" diye tembihledim. İnsan çocukları yanındayken kendini koyveremiyor. Ağlamadan açılamaz bu ikisi, çocuklar yanlarına gitmesin de ağlayıp açılsınlar diye düşündüm.
Sayfa 172Kitabı okudu
·
37 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.