"Mücevher takmamıştı ama gözleri vardı. " Roman bu cümleyle başlıyor. Bir aşk romanı ama bu aşkı besleyen pek çok trajik olay olmasa bu aşk olmazdı. Yazar Barış Utkan,sadece bir roman yazmıştır, ikincisi için uğraşırken psikiyatristinin kendisine gönderdiği bir kadın-zengin bir opera sanatçısı- Elif kendisinin romanını yazmasını ister. Gel zaman git zaman ilişkileri farklı boyutlar da gelişirken (dostluk-sevgili)romanı yazmaktan vazgeçer. Barış Utkan'in doğumda ölen annesi ve hiç görmediği bir babası vardır. On altı yaşına kadar babasının bir gün geleceğini düşünür;ancak o hiç gelmez. On altı yaşından sonra ipler kopar.Tam bir ergen gibi kavga,dövüş içinde yasamaya baslar. Baba-oğul ve baba yerine konulan Tanrıyla bir kavgası vardır hep. Tanri'nin kullarını yeryüzüne gönderdikten sonra unutması gibi babası da kendisini unutur,aramaz. Güneydoğu 'da asttegmen olarak savaşır. 1990'lı yıllar. Askerden sonra ağır bir depresyona girer,içmeye başlar ve bir asker arkadaşının (Talat) yardımıyla "büst" dediği bir Psikiyatriste gitmeye başlar. Işte Elif'i Baris'a gönderen de bu psikiyatristtir. Bir yandan da 1999-2000 arası F tipi cezaevi protestoları, açlık grevleri ve devamında "hayata dönüş " adı verilen operasyonlar vardır. Bu olaylarda Barış'a bir nevi annelik-ablalik yapan Semra'nin kocası da vardır. Maddi durumu çok kötü olan Semra ,Baris'in evinde kalır ve ev örgüt evine dönüşür bir süre sonra. Ama Barış, zengin arkadaşı Talat ve Elif'in sayesinde durumu bir süre idare eder.Ancak hayatı sürekli sorgulayan Barış, sonunda yine yoksulluğu seçer. Elif'in hikayesi ise çok başkadır. O da sürekli aşkı arayan ve kendi hastalığıyla mücadele eden biridir. Baris'tan sadece dostluğunu istemektedir. Ama Barış aşık olmuştur. Baris'in çevresi kadınlarla çevrilidir. Seniha Hanım,Feride,Sevgi,Piraye, Elif ve Semra.... Annesiz büyüyen Barış, belki de çevresindeki kadınlara "annelik" atfetmektedir.Oidipus kompleksi. Babasının yerine "Tanrı 'yi" koymuştur. Çok kompleks bir roman .Üzerine yazılacak, konuşulacak çok şey var: Anne-baba sorunu,sağ-sol meselesi,savaş, aşk, dostluk,hüzün..... Roman teknik olarak üç bölümden oluşuyor:Geçmiş zaman,gelecek zaman,şimdiki zaman. Sıralı bir şekilde bu bölümlerde olaylar anlatılıyor. Şiirsel bir dili var eserin. Ağır, sindirerek okunması gereken bir roman. Yazardan okudugum dördüncü roman. Diğerlerini de zaman içinde okurum çünkü bunu hak ediyor.

Zamanın ManzarasıMehmet Eroğlu · Everest Yayınları · 2002140 okunma

·

65 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.