Durmadım. Hiçbir şey yokmuş gibi, deniz gözlü çocuk bir hastane odasında ölüm kalım savaşı vermiyormuş gibi, bir kumarhaneyi dolandırmaya çalışmıyormuşum gibi gülümsedim. Omuzlarımızda dikleştirip arkama yaslandım. Nereden bulduğumu bilmediğim bir özgüven yerleşmişti üzerime. Parmağımı yeniden şaklattım ve zaman akmaya devam etti.