.
Sayfa arası boşlukları,
parmaklıklar gibi,
ah tutsak kılıyor
bütün yaşanmamışlıkları.
Birkaç bitimsiz cümlenin
satır arasında gizlediğim duygularımla...
Geçmiyor, diyeceğim sadece.
(...)
(Hissedilen unutulmaz, biriciğim!)
Sesler ve görütüler giriyor birbirine
(Hislerini unutamazsın ah!)
Siluetin konuşuyor benimle...
(Bütün o kaosun içinden
uzanan bir oydu sana.)
Kulaklarımda senin tının
Ama sesler hışırtılı...
Duyuyorum, seni duymuyorlar!
(Bağırıyor sana)
Gözlerimde senden simalar
Ama görüntüler buğulu...
Görüyorum, seni görmüyorlar!
(Ağlarsın kollarında)
Bütün o kaosun içinden
uzanan bir sendin, sevgilim!
Tenim kanıyor her ellediğimde
Bütün o kaos...
Bir sendin!
(Geçmiyor, diyorsun sadece.)
(...)
Kaybetmekten anlamıyorum hiç
biliyorsun bir öğrenemedim şu mereti.
Oyunmuş da rakipmiş!
Ah hayatmış da insanmış!
KAYBEDEMİYORUM.
Kaybedeceksin, diyorsun oyuncakları gösterip
"bir kere de sen oyna da görelim o zaman"
"ben zaten hep kazanırım!" bana öfkelisin
ama bir gün itiraf edeceğim sana:
"En çok da sen oynadın!"
SEN KAYBETTİN EN ÇOK!
Oyun bitti, diyeceğim.
Bir gün.
(...)
Sayfayı çevir.
İşte buradasın.
Son sayfasında yaşamın
sadece ölüm var sanıyorsun.
Hayat yeni başlıyor.
(Oyun bitti, diyorsun.)
14.01.24