Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Can çekişme biçimin seni ele veriyor
San Francisco’daki Radio Dire’ın sahibi Richard Buchanan; kurbanlarını çimento dolu fıçılara tıkan, muşambalara sanp işlek caddelerin kenarlarındaki ağaçlara asan ya da kanalizasyona sarkıtarak ızgaraya bağlayan popüler seri katil Parry Jackass’e 72 saatlik canlı yayın DJ’liği yapmasını önerdi. Jackass’in elinde çok amaçlı bir gazoz açacağıyla göründüğü bir fotoğrafın üzerine “Jackass’ten önce davran, Stray gazozlarıyla şahlan!" yazılı reklam afişi büyük ilgi görmüş, özellikle gençler bu afişi odalarının duvarlarına yapıştırmışlardı. Basında her gün hakkında tartışılan Jackass binlerce mektup alıyordu; bu mektupların bazıları nefret hatta tehdit mesajlarıyla yüklü olmakla birlikte, çoğunluğu bağlılık beyanları, ilan-ı aşklar ya da evlenme teklifleriyle doluydu. Valinin yakın arkadaşı olan Buchanan, idam edileceği gün henüz kararlaştırılmamış olan Jackass’in sıkı güvenlik tedbirleri altında radyo stüdyosuna getirilmesi için izin koparmayı başardı. 72 saat boyunca canlı yayında kalmasına karşılık Jackass’e tam 100.000 $ verilecekti. Jackass ise bu öneriyi kabul etmek için, hayran olduğu şair Jay Key’in de ya- yına katılmasını şart koştu ve 100.000 $’ı Key’le paylaşmaktan memnuniyet duyacağını söyledi. Şiirleri çok dar bir çevre tarafından bilinen ve para kazanabilmek için hayalet yazarlık yapan Key, durumu öğrenince önce çok şaşırdı sonra da “Okey” dedi. Bu arada, Jackass ve Key 72 saat aralıksız yayında kalamazlarsa avuçlarını yalayacaklardı... 'Siyah Köpük’ adı verilen, 7 Mart 1996’da başlayan ve hele üçüncü günü iyice çığırından çıkan programa müdahale edilmedi çünkü 40 milyon kişi radyosunun başında, Jackass ile Key’in bahsi kazanmasını bekliyordu ve rekor fiyatlarla kısacık reklamlar alınıyordu! Bütün tv. kanallarının haber bültenlerinde ilk haber olarak ve gazete manşetlerinde programdan söz ediliyor, hukukçular, psikiyatrlar, eğitimciler bu olayla ilgili açıklamalar yapıyordu! Aşağıda okuyacağınız metin, Siyah Köpük’teki konuşmaların tamamını içeren, ilk basımı 1996 Nisam'nda Terse yayınevi tarafından yapılan ve sadece Birleşik Devletler’de 1,7 milyondan fazla satan aynı adlı kitaptan alıntılanmıştır. “Merhamet daima şiddetlidir Key, merhametsizliği de ancak şiddetle kovabilirsin.” "Sen, yumurtayı balyozla kırmaya alışmışsın birader.” "Köpeklerin sığır bağırsağıyla bağlandığı yerde kimse hakikati duymak istemez dostum. Şu anda bizi dinleyenlerin kulaklarını ısırabilmeyi çok isterdim.” "Bak ne diyeceğim Parry, Marilyn Monroe’nun 6 ayak parmağı olduğunu biliyor muydun?” “Demek, Norma anormaldi ha? Hah hah ha!” ‘‘Norma da kim?” “Norma Jean Baker, M.M.’nun gerçek adı." “Bunu bilmiyordum." “11. Dünya Savaşı’nın bittiğini biliyor muydun peki? ” “Sanırım kendimi budala durumuna düşürme biçimlerimin bir listesini hazırlasam iyi olacak.” “Takma kafana Jay Key, bir ölüden bahsettiğimizi de unutma. Ölüler arkalarından konuşulmasından pek hoşlanmazlar." “Evet. Ve ölülerin nabzı çok hızlı atar. Şahsi tecrübelerimden biliyorum.” “Saçmalıyorsun adamım, gerçekten saçmalıyorsun." “Yapılan işin saçmalığıyla izleyici sayısı doğru orantılıdır." “O senin marjinal kuruntun -Jay.’’ “insancıl amaçlarını yerim senin... Ben bir sürü haşere öldürdüm fakat hiçkimseyi hapsetmeyi aklımın ucundan bile geçirmedim! Hapis cezasının cinayetten daha korkunç ve rezilce bir suç olduğunu anlamıyor musun? Mahkumlara asla iyi davranılmaz, oysa idam edilecek biri insanda garip bir saygı uyandırır. Gerçek bir cezadır idam. Hapishane koşullarının iyileştirilmesi, orayı bir çürüme mekanı olmaktan çıkarmaz mı? Düşünsene, ‘Nasılsınız Bay Jackass?’ ‘Git başımdan gardiyan, Michael Foucault’nun Hapishanenin Doğuşu kitabıyla meşgulüm!’ gibi bir diyalog olabilir mi?" “Ölmek mi istiyorsun Parry?" “Elbette hayır, günde yirmiüçbin kez nefes almak insanda alışkanlık yapıyor, fakat diri diri gömülmeyi istemediğim kesin." şair." “Hangi umudun?" “Hangi umut mu?" “Avukatım da ‘Her suç, topluma sorulmuş bir sorudur’ diyor.” "Yoksa seni yaşlı bir kızıl derili mi savunuyor?" “Eli kanlı bir ihtiyardan komik bir hikaye dinlemek ister misin, delikanlı?" “Eminim ki tek dinleyen ben olmayacağım." “İki postacı, dağıtılacak mektupları tasnif ederken noel babaya yazılmış bir zarf görmüşler ve noel baba diye biri olmadığı için zarfı açıp içine bakmışlar. Mektupta, ‘Sevgili noel baba, adım Harry, on yaşındayım ve yetimhanede kalıyorum. Gördüğüm kadarıyla her yılbaşında çocuklara hediyeler dağıtıyorsun. Bana da bir kalem, bir kalemlik, bir çift de ayakkabı gönderirsen çok sevinirim...’ yazıyormuş. Bizim hisli postacılar mektubu gözyaş-larıyla ıslatmışlar ve hemen ellerini ceplerine atıp Harry için bir çift ayakkabı ile bir kalem almışlar. Kalemlik için paraları çıkışmamış. Malzemeleri, şehir merkezindeki yetimhanede barınan Küçük Harry’e ulaştırdıktan bir hafta sonra, noel babaya iletilmek üzere bir zarf daha geçmiş ellerine. Sevecen bir heyecanla zarfı yırtıp mektubu okumaya koyulmuşlar: 'Sevgili noel baba, gönderdiğin hediyeleri aldım. Ne kadar sevindim bilemezsin. Yalnız, kalemlik elime ulaşmadı. Onu da gönderdiğini biliyorum fakat büyük ihtimalle aşağılık, hödük, şerefsiz postacılar çalmıştır!”’ “Hah hah hah hah hayyy! Zavallı postacılar, şu anda bizi dinliyor olmalılar!" “Neden zavallıymışlar?" “Baksana, iyilikleri cezasız kalmamış." “Hayır, Jay Key; ondan değil. Yaptığı iyiliği denize atmayı beceremeyecek kadar zayıf olanlar zavallıdır.” “Bir dünyalı olarak, rapor yazmam gerekseydi şunu yazardım: Dünyadaki insanların nüfusu habire artıyor da zeka ortalaması hiç değişmiyor.” “Hiçkimse genelleme yapmamalı bence, Jay Key.” “Dedem, genellemelerin genellikle doğru olduğunu söylerdi!” “Dedenle tanışmak isterim.” “Korkarım ki yakında tanışacaksın Parry.” “Bir kimsenin ölü olması, doğmuş olduğunu kanıtlamaz.” “Bu sözü daha önce de duymuştum; nereden yürüttün?” “Komik olma Key, bir fikri nereden yürüttüğün değil, nasıl yürüttüğün önemlidir.” “Söylesene, Key, bir insan nası bir şiir yazar?” “Şiir, şeftalinin içindeki çekirdek gibi, insanın içindedir. ‘Yenildikçe' ya da kendikendini yedikçe ortaya çıkar!” “Programın adını ‘Küvetteki Timsahlar’ olarak değiştiriyorum.” “Timsahlar dil çıkaramaz fakat.” “O halde ‘Harakiri Bayramı’ nasıl?” “Dedemi Yakuzalar öldürmüştü.” “Afedersin, Jay Key. ‘Tümevarımsal Ağıt’a ne dersin? “Kara Balon’un nesi varmış?” “Programın adı Kara Balon değil ki, Siyah Köpük” “Program filan yok, anlaman gerek, senin can çekişmeni kutluyoruz burada Jackass.” “İstersen bu günü dedeler günü ilan edelim: 9 Mart, Dünya Dedeler Günü!" “Çocuğun var mı Jackass?" “Yok. Bilirsin, annenle babanın hiç çocuğu olmamışsa senin de olmayabiliyor.” “İnsan, yaşamıyla nasıl böyle dalgasını geçebilir?" “İnsan, yaşamının medyatik şovun hammaddesine dönüştüğünü görünce, dalga geçmek doğal bir tepki olarak beliriyor. Sen şairsin Key, bunları biliyor olmalısın. Can çekişen tek kişi ben miyim? Ölümcül kasılmaların kitleselleştiğini, can çekişme biçimimizin bizi ele verdiğini anlamak için zeki olmak şart değil. Her birimizin, canının çektiğiyle can çekişmesi arasında farktan çok benzerlik vardır. Etrafına bir bak, hareket eden her şey yanlı: yöne gidiyor; duran her şey yanlış yerde duruyor. Bizi mı:. karaya, film makarasına sarıyorlar ahbap.” “Hey millet! Bu serseri doğru mu söylüyor" Bu sahte mezarlıkta en büyük sevincimiz, gerçek bir ölü bulma,.: mı olacak?!” “Boşuna uğraşma dostum. Bizi dinleyen zombilerin kulakları sağır, çeneleri düşüktür hem/fakat ses telleri yoktur." “Sağırlık sultanlık mı yani?" “Hem de ne biçim." “O halde ne duruyorsun Jackass?...” “Benimle çığlık aaaaaaaaaaaaat!”
Sayfa 248Kitabı okudu
·
187 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.