Gönderi

Kitabın özgün yönlerinden biri Gazzâli'nin insanları avam, havas ve polemikçiler (ehlü'l-cedel) diye üçe ayırmak suretiyle din sosyolojisi açısından ortaya koyduğu çoğulcu davet perspektifidir. Burada kısaca değinmek gerekirse, Gazzâli, avam diye ayırdığı genel halk kesimini, dinin entelektüel (kelâmi) tartışmalarından uzak tutma, Kur'an'ın Allah'ın azametine yönelik ilahi isim ve sıfatlarına dair ayetleriyle yetinme yönünde özü samimiyet olan vaaz ve öğüt merkezli bir dini eğitime yönlendirir. Havas olarak ayırdığı, zekâ ve anlayış bakımından seçkin insanları da Kur'an'ın düşünme ölçüleri diye takdim ettiği mantık merkezli bir davet programına yönlendirir. Polemikçiler olarak ayırdığı ne avam ne havasa dahil olan, belli bir zekâ seviyesine sahip olduğu halde yeterli düşünme becerisi ve disiplinini haiz olmayan ama dinin ihtilaflı meselelerini kurcalayıp kafa karıştıran kimseleri cedel merkezli bir davet programına yönlendirir. Bu programdan beklenen sonucu alamadığında onları bir kamu (manevi) güvenliği problemi olarak tanımlar ve yargıya havale eder. Bugün dini konuların yer yer sert tartışmalara sahne olduğu bir ortamda, Gazzâli'nin davet perspektifinin neler söyleyebileceği ya da özellikle cedelciler/polemikçiler diye andığı gruba yönelik tutumunun ne gibi sonuçlara yol açabileceği sorusu sanırım meraklı okurların dikkatini çekecektir.
·
62 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.