Yıl 1923, nihayet kurtuluşa ermişiz. Yurdun dört bir yanında sevinç çığlıkları duyulurken bazı insanların içi kan ağlamaktadır. Bu insanlar bir anda evinden, ocağından, yurtlarından olurlar. Nedeni "Mübadele"
Tarih kitaplarında okuduğumuz kısa bir bilgi "Lozan Barış Antlaşması'na ek olarak yapılan sözleşme gereği Türkiye' de yaşayan Rumlar ile Yunanistan'daki Türkler arasında Mübadele gerçekleştirilecektir."
Okuduk geçtik, sınavlar için ezberledik, ötesini kurcalamadık, merak etmedik.
Düşünsenize her gün yaptığınız işleri yapıyorsunuz, yemeğinizi ocağa koymuşsunuz, bir anda kapınız çalıyor" Hazırlanın, gidiyorsunuz." Sorduğunuz sorular cevapsız kalıyor " gitmem" diyorsunuz. Olmaz siz mübadilsiniz, diyorlar. Ocağınızı söndürüp geri gelme umuduyla yola çıkıyorsunuz. Bir gemiye doluşup zorlu bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bu yolculuğa kimi çocuklar, yaşlılar dayanamıyor, ölü bedenlerin denize atıldığına şahitlik ediyorsunuz. Gittiğiniz yerde sizi dışlıyorlar. Türlü türlü sıkıntılar yaşıyor sonunda vatan hasretiyle hayata gözlerinizi kapatıyorsunuz.
İnce Memed serisinden sonra Yaşar Kemal'in diğer serilerini de okumayı çok istedim.
"Bir Ada Hikayesi" serisinin ilk kitabı "Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana" kitabını okudum. Kitap Mübadele yıllarını anlatıyor. Mübadeleye tabi tutulmuş bir Ada...
Okurken Kemal'in tadına doyum olmaz betimlemeleri alıp götürüyor sizi adaya.
"Tanyerleri ışıdı ışıyacaktı. Deniz sütlimandı, apaktı. Kürekleri şıpırtısından başka ses yoktu. Martılar daha uyanmamıştı. Gün doğmadan önceleri, dünya dümdüzken, deniz işte böyle sonsuz bir aklığa keser."
Bu adadan ayrılmak istemeyen Vasili ile adaya yerleşmek için gelen Poraz Musa'nın ekseninde o dönemi tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor Yaşar Kemal. Yer yer Sarıkamış'tan Çanakkale' den bahsediyor, bu vatanın nice zorluklarla kazanıldığını bizlere hatırlatıyor.
"Ah savaş, seni icat eden görmesin cennet"