Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

517 syf.
9/10 puan verdi
·
48 günde okudu
ona söylemek istediğin her kelimeyi dilinde parçalayarak sadece uzaktan sev....
İnsanın aklını başından alan; sağlıklı düşünme yetisini, doğru kararlar verme iradesini, zamanını faydalı meselelere harcama hevesini yok eden ve birine körü körüne bağlatan, aptallaştıran ve bir o kadar da tehlikeli “aşık olma “ duygusu hikayenin ana karakteri olan Martin'de ters etki yaratıyor ve hayatının iyi yöne doğru evrilmesine sebebiyet veriyor. Aşkın en kutsal olanı bizi yararlı bir amaca hizmet ettiren değil midir?.. diye yer edindiriyor kitap. Martin kendi sınıfından olmayan bir kadına duyduğu ilgi ve hoşlantı sayesinde farklı bir dünyaya açılan bir kapıdan geçmiştir adeta. Aşık olduğu kadın Ruth onun için bir kapıdır. Aşk; başkarakterin yeni bir dünya keşfetmesinde bir araçtır, Bir köprüdür ya da yol üstünde bir konumdur ama asla varmak istediği yer değildir... Bana hak vereceksiniz ki Keşfettiği yeni dünya aşktan çok daha fazla haz ,teslimiyet, hırs, düşünme ve tutku getirmiştir Martine.. Alt sınıfa mensup bir denizci olan Martin Eden, kaba saba, kavgacı, çapkın, argo konuşan, telaffuzu düzgün olmayan, denizcilik dışındaki konularda bilgili sayılmayacak, yarım yamalak bir eğitim almış, maddi imkanı kısıtlı, sürekli çalışarak hayata tutunmaya çalışan genç bir adamdır. Kendi sınıfından olmayan Ruth ve ailesiyle tanıştıktan sonra düşüncelerinde hızlı değişimler meydana gelir. Değişme isteği onun içinde hep vardır ama farkına varması için Ruth'la tanışmayı beklemiştir. Kıvılcımdan ateş doğar ve o kendini keşfe başlar. Sınırlarını zorlar. Değişim uzun ve sancılı bir süreçtir ama onunki daha kısa zamanda gerçekleşir. Önce fikirleri, sonra kendisi değişmeye başlar. Bu değişimlerden en keskin olanı kitaplarla tanıştığında gerçekleşir. Bilginin sınırsız dünyasına ayak basan Martin, kurak çölde suya hasret kalmış gibi sarılır kitaplara. Kana kana içmeye başlar onları fakat içtikçe susuzluğu azalmak yerine artar. İşte asıl macera böyle başlar... Herkes varoluşunu farklı şekillerde kanıtlar, Martin yazarak kanıtlamak istemiş, yazmak için yaratıldığına inanmıştır. Fakat bu yolun meşakkatli bir yol olduğunu o yolda yürümeye başladıktan sonra farketmiştir. Çok kez başarısız olmuş ama hiç pes etmemiştir. Yazabilmek için aç kalmıştır, uykusuz kalmıştır, çok çalışıp güçsüz kalmıştır, küçümsenmiş ve dışlanmıştır fakat yine de vazgeçmemiştir. Hatta bu yazma aşkına Ruth'u bile kaybetmiştir.( Ruth pişman olup geri geldi, Martine rağmen... belirteyim :) ... ) Kitap o kadar uzundu ve o kadar fazla konuyu ele almıştı ki bazılarından bahsetmek gerekirse; Martin’in Kendini içinde bulduğu sistem öyle çürümüştür ki başarılı olabilmek için başarısız olması gerekir... Kendini yazmaya adayan genç, ütopik bir şekilde geçimini de bu yolla sağlamak istemektedir. Önceleri oldukça kötü işler çıkarır çünkü yazma işinde başarılı olmanın yolu bol bol yazmak, yazdıkça gelişmektir. Niteliksiz eserler ortaya koyan Martin'in yazıları dergiler tarafından ilgi görmemektedir doğal olarak. Fakat sonraları öyle geliştirir ki kendini ve öyle nitelikli eserler koyar ki ortaya bu sefer de yazdıkları ya editörler tarafından anlaşılmaz ya da editörler yazıların halk tarafından anlaşılmayacağını ve dergilerinin satmayacağını düşünerek reddeder onu. Böylece halkın anlayabileceği düzeyde basit, konusu ilgi gören yazılar yazmaya mecbur kalır. Tıpkı bizim her yaz ortaya çıkıp kışın kaybolan konusu birbirinin aynı dizilerimiz gibi... Eğer buna bir sanat değil bir geçim kaynağı gözüyle bakılacaksa ve işin ekonomik boyutu da düşünülecekse herkese hitap eden niteliksiz işler mecburen tercih edilecektir. İşte hem iyi bir yazar olmak isteyen hem de bunu kazanca dönüştürmek isteyen Martin'in çıkmazı böyle başlar... Martin, içine doğduğu sınıfı yadırgayıp kendini bir üst sınıfa taşıdı ama üst sınıf mensupları onu bir türlü aralarına alamadı, kendi sınıfından da uzaklaşmıştı ve nihayet iki sınıf arasında gidecek yer bulamayıp öylece kaldı. Aidiyet hissinden mahrum kaldı. Önceki sınıfından hoşnut değildi çünkü onlar bilgisizdi, kavgacıydı, parasızdı, kabaydı. Sonraki sınıfından da hoşnut olamadı çünkü onlar da ezberciydi, çıkarcıydı, dalkavuktu. Martin için hayat tam anlamıyla bir hayal kırıklığıydı, yolun sonu istediği yere çıkmamıştı ve yaşamanın da bir anlamı kalmamıştı...
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,4bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
183 görüntüleme
Alceste okurunun profil resmi
Öyle güzel bir inceleme olmuş ki, okurken kitabı okurken hissettiğim duyguları tekrar anımsadım. Ve gerçekten unutamadığımı farkettim. Emeğinize sağlık. Fazla söze gerek yok. Ve beğendiğiniz için de çok memnun oldum. ☺️🙏🏻
Zekeriya Kapcak okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.