Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

172 syf.
·
Puan vermedi
Alex kardeşim seni hiç sevmedim,kardeşim dediklerini de sevmedim kitabın sonuna kadar kardeşlerim diye anlatmanı da sevmedim ama yazarın kitabı,anlatış biçimini,akıcılığını çok sevdim. Kitabı Freud’un yapısal kişilik kuramında bahsettiği “id” “ego” “süperego” kavramlarını anlayabilmek için önerilen bir kitap olduğu için merak uyandırdı ve aldım.Okumaya başladığımda başlarda içim hiç almadı okuduklarımı o yüzden biraz yavaş ilerledi ilk günüm.. Bu denli kötülüğü pek kaldıramadım açıkcası.Kadınları fazla aşağılamışlar ona zaten ayar oldum,kuruldum…Sonrasında 15yaşındaki veledlerin bu kadar ileri gitmelerine tahammül edemedim o yüzden Alex’in ilerleyen bölümlerde başına gelenlere zerre üzülmedim ve içim acımadı.2.gün kitabı elime aldığımda Alex’in hapishane maceralarıyla özellikle deney oluşuyla kitabın heyecanı arttı benim için sonrası zaten aktı gitti 2.gün bitirmeden kalkmadım başından.Kitabı sadece Alex’in hikayesi olarak ele almak çok yanlış olur çünkü bu sadece hikaye değil içeriğininde;Anarşiden,siyasi güçlere,psikolojiden,propagandaya,felsefi düşünce,sosyolojiye ve bir çok ince detaya değinilmiş. Eğer kitabı henüz okumamış ve başlamayı düşünüyorsanız ya da yarım bıraktıysanız (OKUMAMIŞ OLANLAR YORUMUMA DEVAM ETMESİN SPOİLER İÇERİR)sonunu getirmenizi tavsiye ederim yani dediğim gibi başlarda insanın okuyası kaçıyor açıkcası ama sonrasında kitap sizi ele geçiriyor ve bir çırpıda bitiyor. Kitapta herkes pislik tamam Alex macerası pislik bir kafa yapısıyla başladı peki Alex’i döven polisler,üzerinde deney yapıp psikolojisiyle oynayan bilimciler ve sisayiler sonrasında otomatik portakal’ın yazarı Alex kapısına yardım için sığınmışkenki çıkarcılığı,kütüphanede dövdükleri yaşlı adamın arkadaşlarını gazlayıp Alex’e acımasızca çullanması bunların hiç birinin yaptıklarının Alex’in yaptıklarından farklı sayılmaz. Dönemde sokak çeteleri kol geziyor,yaşlılar gece dışarı çıkamıyor ama 15 yaşındaki çocuklar dışarda başıboş geziyor ve aileleri buna müsade ediyor ebeveynlik yerlerde,toplumsal düzen bozuk dayak,hırsızlık,gasp,tecavüz şehrin her yerinde…Toplumda başlı başına bir baskı var yaşlılar ve hamileler dışında herkes çalışıyor mesela Alex’in annesi gece konserve diziyor,babası ise bir fabrikada çalışıyor ve 15yaşındaki Alex’de ailesine gece çalıştığını söylüyor ailede iletişim yok haliyle çocuk kendini dış dünyanın içinde buluyor ne iş yaptıklarından bile haberi olmayan bir aileye sahip olan çocuk kötü arkadaş grubuyla birlikte her geçen gün daha kötü şeyler yapıyor.Alex’e tam acıyacak gibi oluyorum kurtulsun artık diyorum ama kitabın başında kardeşim dedikleriyle yapığı şeyler gözümün önüne geliyor sonra acıma duygum kayboluyor mesela otomatik portakal yazarının evine sığındığı o çaresiz haline tam üzüldüm sonrasında yazara ve karısına yaptığı pislikler gözümün önüne gelince canın cehenneme Alex dedim böyle git geller yaşadım üzülsem mi üzülmesem mi diye:) Kitabı bitirdikten sonra filmi izledim kitapla film arasında farklılıklar var elbette mesela kütüphane önünde rastladıkları ellerinde kitaplar olan işkence yaptıkları yaşlı yerine filmin başında içki içmiş,keş bir yaşlı adam vardı,kitapta babasının Alex’in gece nerde çalıştığını merak etmesi Alex ile babası arasındaki diyalog olarak geçerken filmde babası annesine soruyor gece nerde çalışıyor Alex diye,Kitapta kedili kadının evinde kediler Alex’e saldırıyor ama filmde Alex kedilerin arasından geçiyor böyle küçük detaylar mevcut bunların çokta bir önemi yok tabi ki ama şunu söylemeliyim filmi sırf kitabı okuduğum için izledim yani kitabı okumadan rast gele açtığım bir film olsaydı kesinlikle izlemezdim çok kaliteli bir film değil anlayacağınız.Bu arada bir farkı daha belirtmek istiyorum film ve kitap arasındaki fark olarak;Kitabın sonunda Alex düzelir hatta evlenmeyi çocuk sahibi olmayı hayal eder ama filmin sonu Alex’in içindeki kötülüklerin yeniden yeşermesi ve kurduğu hayallere bakılırsa Alex kardeşiniz özüne geri dönmüş olduğunu göreceksiniz yani film bitiminde Alex yaşadıklarından ders çıkarmaz ve özüne döner film burda biter ama kitap burdan devam eder Alex’i anlatmaya..Kitapla film arasındaki en büyük fark budur. En önemli ve sorulması gereken soru şu kitap ve film için; Kötülük ve iyilik kalıtsal mıdır? Yoksa sonradan mı kazanılır? Bu soru tartışmaya açık bir soru üniversite yıllarında Eğitim Bilimleri derslerine götürdü beni ve bilgilerimi tazeleme fırsatı sundu tekrar açıp düşünürlerin konuyla ilgili fikirlerine,deneylerine baktım elbette Sokrates,Freud,Thomas Hobbes ve bir çok düşünürün,fikirlerini okudum bu da işin en zevkli yanı oldu benim için. Filmde Alex kötüydü ve sonuç olarak yine kötülük zihnine geri geldi, Kitapta Alex kötüydü ve yaşadıklarından ders çıkarıp iyi olma hayaline büründü ama Alex yine kötüdür bunu da kitabın son cümlesinden anlayabiliyoruz ; “Kıçımı öpsünler,amen,bok püsür.Sadece yaşadıklarından dolayı kötülük duygusu biraz bastırıldı o kadar… Bence kardeşlerim Alex’in geni bozuk ona ne yaparsan yap içinde bir yerlerde hep kötülük olacaktır “Tüm hayvanların en zekisi,iyiliğin ne demek olduğunu bilen insan oğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum…” Anthony Burgess
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,6bin okunma
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.