2015 Ahmet Hamdi Tanpınar Ödülü’nü alan “İyi Bir Hikâye”, Ercan Başer’in ilk romanıdır (ustaca yazılmış bir ilk roman). Eserin kurgusundaki başarı kadar yazar adayları açısından yazma üzerine piyasadaki birçok kitaptan daha etkili olduğunu da söylemek gerekir. Ana karakter E. kendisinin hikâyesiz biri olduğunu yani bir anlamda yaşamının bir anlamı olmadığını düşünür. Tam da bunu düşündüğü sırada onun hikâyesi başlar. Ankara’nın Tunalı Hilmi Caddesi’nde eskiden tanıdığı –sevdiğini hiçbir zaman itiraf edemediği- arkadaşı N.yi görür. Ama onu görmesiyle kaybetmesi bir olur. Ve E. iyi bir yazar olursa N.yi de bulacağına inanır, inandırılır. Hayatına giren insanların onun yazma sürecinde hep bir rolü vardır. E.nin bir de gerçek ile kurmacanın arasında bocalaması ve kendi hikâyesine, kendi benliğine ulaşma mücadelesi gibi birden fazla hikâyenin iç içe yer aldığı, çok katmanlı bir romana dönüştürüyor eseri. İyi bir yazarın aynı zamanda iyi bir okur olması gerekliliğini gözler önüne seren E., gerçeklik ile kurmaca sarmalında kıvrandığı eser boyunca “iyi bir hikâye” peşinde savruluyor. Yazar, okuyucuyu edebiyat gerçekliği ile salt gerçeklik arasında dolaştırırken ona, edebiyatı ve gerçeğin algılanışını ya da algının gerçeğe hükmünü, bir anlamda yazınsal gerçekliğin insandaki izdüşümünü kahramanı E. aracılığıyla sorgulatır. Eserin dikkat çeken bir yönü de hikâye içinde hikâyeler olması, üst kurmacadan, ironiden ve metinler arası gibi özelliklerden yararlanarak postmodern bir çizgide yer almasıdır. Benim gibi okumaya meraklılara yeni yeni kapılar açıyor. İyi ki okumuşum hatta okumak için geç bile kalmışım dediğim bir kitaptı. Kesinlikle okunmalı diyorum. “Bazen hayatı anlamanın iyi bir hikâyeden başka hiçbir yolu yoktur.”

İyi Bir HikayeErcan Başer · Alakarga Yayınları · 201624 okunma

·

12 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.