Merhabalar
Hem ruhuma hem yüreğime dokunan sıcacık bir hayat hikâyesi okudum. Bu eseri size tanıtmak çok kıymetli bir hazineyi gözler önüne sermek gibi benim için. Hepimiz onlarca kitap okuyoruz çoğunu da beğeniyoruz belki fakat ruhumuza dokunan eserlerin yeri de verdiği keyif de bir başka oluyor elbette.
İçeriğin doğallığı, karakterlerin birbirine olan desteği, verilen öğütler, paylaşılan tecrübeler öyle güzel anlatılmış öyle güzel bir kurgu üzerine oturtulmuş ki… Defalarca okusam da hissettirdikleri değişmeyecek, baş ucu kitabı yapacağım bir kitap oldu
.
.
#konusu
Baş karakterimiz Erdem hayatta hiçbir maddi sıkıntısı olmayan, baba yadigarı fabrikasının işleyişinden sorumlu, zengin bir genç. Manevi açlığının verdiği huzursuzluk ve şehir hayatının yorgunluğunu üstünden atmak için şehirden uzaklaşarak kendini Nacarlar Köyüne varış yolunda bulur. Yolculuğuna eşlik edecek olan Mücahitle tanışır. Bu köyde tanışacağı Ömer, Hüsne Ana ve diğer köylü halk ile hayatı yeni baştan yaşamaya başlar. Sabretmeyi, şükretmeyi, doğan günün güzelliğiyle neşelenip batan güneşle yorgunluğunu dindirmeyi ve en önemlisi beklemeyi burada iliklerine kadar yaşar, anlar.
Okuduklarımı tek cümleye sığdıracak olursam “Her bekleyiş bir arayıştan doğar ve her arayış bir varışa gebedir.”