Nereye gideceklerini de sordu. Dünyanın neresine, hangi denizlere... ama bunu sorarken de küçük, inatçı bir çocukmuş, baltayı hep böyle taşa vururmuş gibi bir yüz takındı. Bunu bilmek hakkıydı sanki, Sonra da, cüretinden kendi de ürkmüş gibi öyle kalakaldı.