Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

238 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bilmiyorum ki duygularımı hangi kelimelerle ifade edeyim. Üzerime bu çağların ağırlığı sinmişçesine bir atalet hâli peyda oldu. Tarih boyunca İslam - Hristiyanlık ve Yahudiliğin karşı karşıya dünya sahnesinde duruşunu ele almış yazar; üstün bir başarıyla böyle kısacık bir kitap halinde. Savaşlarını, bilgi- sanat geçişlerini... Yazarın "kendimiz kalarak ötekine açılmayı öğrenmek zorundayız" tezini yer yer haklı çıkarmayan bir kitap bu aynı zamanda. Evet tarih sahnesinde bir arada barış içerisinde yaşadığı olmuş bu insanlığın ama o kadar kısa sürmüş ve o kadar karışıklık içre olmuş ki buna barış denebilir mi o da muamma.. Kültür farklılığına maruz kalan insanların bocalaması kendini kaybetmesi aleni bir sonuç. Nereye kadar insan kendi kalabiliyor? Benim için çok yeni bilgilerin kaynağı oldu. Bihaber olduğum olaylara maruz kaldım. Morisko müslümanları özellikle. İçime o kadar derin yara oldu ki aşmak kolay olmayacak gibi. Gırnata'da Hristiyanların içinde yaşayan bu topluluk tarihte az görülmüş şartlarla imanlarını elinde tutma savaşı vermiş. Öyle bir savaş ki bu zamanla neyin uğruna savaştıklarını unutturan türde... Hristiyan gibi yaşamak zorunda kalan bu topluluk İslam'ı unutacak kadar zor bir hayat sürmüşler. Onlardan birinin şu sözü gösteriyor acı tabloyu: "Eğer babalar dinlerini ihmal ederlerse, torunlar o dini tekrar nasıl yükseltebilirler? Eğer fetihler sultanı imanını muhafaza etmezse, onun haleflerinden ne beklenir? Sana diyorum, evlâdım, bizim çöküşümüz devam edecek. Yüce Mevlâ rahmetini bize yöneltsin ve bizi ilâhi bereketiyle korusun.” Burdan alınacak en yerinde ders neyi taklit edersen zamanla ona dönüşeceğin gerçeği.. Tarih bunu her adımda gösteriyor. Batı düşünürlerinin İslam'a olan bakışı, yorumu; kimi zaman hayranlığı, kimi zaman dünyaya kötü empoze etme çalışmasını güzelce gözler önüne seriyor. Din olarak İslam'ı beğenmeyen bu toplum bilgi ve birikimlerine hayran olmaktan kendini alamamış yine de. Aynı zamanda Batıya olan özenme ve “Bir ikinci medeniyet yoktur; medeniyet Avrupa medeniyetidir, bunu gülü ile dikeni ile isticlâb etmek mecburidir.” görüşünün vukuu bulduğu zamanları da ucundan görme şansımız oluyor burda. Söylediklerimden de anlaşılacağı üzere bu eser savaşla gelen değişimlerin değil psikoloji, bilim ve icat yoluyla kat edilen bir tarihi ele alıyor daha çok. Medya canavarının tarih sahnesine girişiyle algı çalışmalarının yoğunluk kazandığı aracı da bir kez daha görüyoruz. Tarihimizi her açıdan bilmemizde yarar var. Bu eser sayfaca küçük ama muhtevasıyla devasa bir bilgi kaynağı. Tavsiye olunur.
İslam ve Batı
İslam ve Batıİbrahim Kalın · İsam Yayınları · 20191,374 okunma
··
521 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.