Gönderi

Şeyhu'l-İslam, kelamcılara ve onlara benzeyenlere karşı olan reddinde şöyle demiştir: "Bir kavimde; zekâ, kavrayış, zühd ve ahlak olması o kavme saadet getirmez, saadet ancak bir olan Allah'a iman etmekle gerçekleşir. Zekânın kuvveti, bedenin kuvveti menzilesindedir. Rey ve ilim ehli de, mülk ve yönetim sahipleri menzilesindedir. Bütün bunlar, ortağı olmayan tek olan Allah'a ibadet edip yegâne ilah olarak onu tanyarak, diğer ilahlan terk etmedikçe fayda sağlamaz. işte bu, "La ilahe illallah" sözünün manasıdır ki onların (filozofların) hikmetinde bu yoktur, tek olan Allah'a ibadet edip mahlâkata ibadeti nehyetmek gibi hususlar onların hikmetinde, felsefesinde yer almaz. Bilakis dünyadaki bütün şirkler onların cinsinden kişilerin görüşlerine dayanarak icad edilmiştir. Onlar șirki emredenler ve yapanlardır. Onlardan șirki emretmeyenler ise ondan nehy etmez. Bilakis hem tevhidi hem şirki bir arada kabul ederler. Eğer muvahhidleri tercih ederlerse, öylesine tercih ederler. Onların içindeki başkaları ise müșrikleri tercih eder. Böylece ikisine birden karşı çıkmış olurlar. Bunu iyi düşün, çünkü bu gerçekten çok faydalıdır.
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.