Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Neden ?
Yapılan bir araştırmaya göre; Zeka düzeyi ve kariyer basamakları arttıkça "aldatma olasılığı" artıyor. Soru şu ; Kadın ve Erkeğe göre bu değişkenlik gösteriyor mu ? Bu iki kriter dışında kişiyi aldatmaya götüren sebep nedir. Aldatan "şerefsizdir, haysiyetsizdir, adidir, katli vaciptir " kısımlarını geçerek sosyoloji ağırlıklı bir tespit istiyorum lütfen...
··1 alıntı·
9 artı 1'leme
·
27,7bin görüntüleme
Semra YAPAL okurunun profil resmi
Zeka düzeyi arttıkça bence sadece aldatanın yakalanma ihtimali azalır 🤣 Ve bireyi aldatmaya iten sebep yaşamak isteyipte yaşayamadıklarıdır; Aldatan kişi hayatındaki eksik neyse üçüncü kişide onu tamamlamaya çalışır…
Serkan okurunun profil resmi
Semra YAPAL
Semra YAPAL
Peki bu eksikliği doldurmanın yolu aldatmak olmalı mıdır. Son tahlilde herkes hayatın devamında ilişkilerde bir şeyin eksikliği ile sınanmıyor mu ? Bir de zeki insan aldatır ve daha zor yakalanır mottosuna kısmen katılıyorum. Ama aldatan zeki bir kadınsa erkeğin ruhu bile duymayabilir, fakat erkek aldatıyorsa durum biraz daha farklı, öyle bir durumda kadınların o derin hislerini göz ardı etmeyelim derim :)
6 sonraki yanıtı göster
Berat Yönez okurunun profil resmi
Bu yapılan araştırmanın yöntem ve metotları nelerdir? Buldukları sonucun kolerasyon puanı kaçtır. Araştırma blink-double blink- non blink bir araştırma mı?. Bir araştırma üzerinden konuşacak isek bu sorular önemli ha yok bilimsel olmayan yönden soruyu ele alacak olursak, konuyla ilgili kanaatim, aldatan "şerefsizdir, haysiyetsizdir, adidir, katli vaciptir" 😁
Serkan okurunun profil resmi
Berat Yönez
Berat Yönez
İlla bunu duyacaktım değil mi bari ilk yorumda olmasaydı 😂
3 sonraki yanıtı göster
Çağrı okurunun profil resmi
Bu tarz araştırmalarda zeka seviyesi artmasından kasıt akademik eğitim düzeyinin artması aslında. Akademik eğitim almış bireylerin, zeka seviyesinin yükseldiği doğru bir tespittir ama eksiktir. Mesleki ve teorik alanda zekaları ve kabiliyetleri ilerlemiş olsa da ahlaki ve sosyal eğitimleri sadece kişilerin insiyatifine bırakılmış durumda. Çoğu insan da akademik ve kariyer ilerleyiş sürecinde somut başarıya çabuk ulaşmak için ahlaki, sosyal ve meslek dışı kişisel gelişimlerinden feragat etmek zorunda kalıyor. Bir statü kazanmak, sosyal konfor alanı oluşturmak ve hayatını idame ettirmek için çoğu insan kendinden kısmi vazgeçişe gidiyor. Psikolojik doygunluk yaşayaman insanlarınsa aldatmaya meyilinin artması bu doygunluğa erişmek için gösterdikleri eğilimlerden yalnızca birisidir. Çoğu insan başarmışlık hissi yaşasa da kendini gerçekleştiremediği için arayışlara giriyor. Bunlardan birkaçı ; cinsel arayış, dini arayış, gruba ait olma isteği, grup yönetme isteği, ideolojik tamamlanma dürtüsü... Hatta bu boşluk o kadar derin ve önemli bir halde ki din simsarlarının ve siyasi unsurların temel besin kaynağı haline geliyor. Aldatma başlığının özeline tekrar inersek hayatının bir kısmını meslek sahibi olmak için feda etmiş insanlar, bu süreçte yanlarında duran insana kendilerini bağımlı hissederler. O gelişim aşamalarında eksik yanlarını eşleriyle/sevgilileriyle tamamlarlar. Gelişim aşaması bittiğinde ise vicdani etiği ve ahlaki unsurları - istisnalar hariç- yok sayıyorlar. Bu yok sayma süreci de çoğu zaman sancılı bir süreçtir. Kimi insan eşine ihtiyacı olmadığını veya gelişim sürecindeki zorlukları kendisine hatırlatıp boğma hissi oluşturduğunu fark edip ilişkiyi bitirme cesareti gösterebilir. Kimi insan da bu itirafı, bazen vefa borcu duyduğu için bazen muhataba acıdığı için bazen de toplum baskısı yüzünden yapamaz. Yine de bir süre sonra yaşanılan psikolojik boşluk ve doyamama duygusu gün yüzüne çıkar. Bunu doyurabileceğini düşündüğü ilk durakta da aldatma kaçınılmazdır. Bu işin psikolojik değerlendirmelerinden birisi olarak görülebilir. Bir başka senaryoya bakarsak da kariyer gelişimi sosyal çevreyi de zamanla değiştirecektir. Zamanla değişen sosyal hayatın içinde eşiniz/sevgiliniz sizin ihtiyaçlarınızı karşılamayacak bir pozisyona düşebilir. Gerçekten sevilmeden sadece özenç, heves ve ilgiyle başlayan ilişkilerin büyük çoğunluğunda eş/sevgili yetersiz görülmeye başlanıldığında onu geliştirip ilerletmektense alternatif bir ilişki bulmak daha kolay bir durumdur. Gerçekten bir sevgi bağı varsa mutlaka sevdiğiniz kişiyi hayatınızın merkezine koyarsınız ve onu da sizin istediğiniz yönde değiştirmek - sizin deyiminizle geliştirmek- istersiniz. Fakat karşınızdaki insanın değişime hazır bulunuşluğunu çoğu zaman önemsemez, görmezden gelirsiniz. Bu da ilişkinin temelinde sevgi bile olsa tartışma ve çatışmalara sebebiyet verecektir. Bu çatışmalar sürekli hale geldiğinde ben elimden geleni yapıyorum o ise beni umursamıyor düşüncesi kişiyi yoracak ve kendini umursayan, kendisine değer veren insanlar arayışına çıkacaktır. Bunun sonu da yine aldatma kapısını açacaktır. İşin özünde, ahlaki eğitim olmadan yarış halinde verilen akademik ve mesleki eğitim, bireyleri psikolojik olarak eksik bırakıyor ve yalnızlaştırıyor. Sadece meslek sahibi olmak için bireylere eğitim verilmesi dolaylı yoldan da olsa aslında birden fazla sosyal alanın içini çürütüyor. Çiftlerin birbirlerini aldatması da bu eğitimsiz zihniyetin bir ürünü. İşinde veya alanında başarılı olmayı tamamen eğitimli birey olmakla aynı gördüğümüz sürece bu durum kaçınılmaz. Hatta bu yanlış eğitim sürecini almayan ya da ilk basamaklarında bırakan insanlar arasında "Okuyan aldatır, çalışan boşar, koca eline bakma, oku." gibi kişinin gelişmemesinden kaynaklı yanlış söylemler ortaya çıkmıştır. Ahlaki eğitimini tamamlamayıp kendini gerçekleştirme sürecinde belirli bir seviyeye gelmeyen herhangi bir insan statüsü ne olursa olsun bir sevgi ilişkisine girmemelidir. Bunun sonucu ayrılık, mutsuz bağımlı birliktelikler, kadına şiddet, kadın cinayetleri ve aldatma gibi olayları kaçınılmaz kılacaktır.
Serkan okurunun profil resmi
Çağrı
Çağrı
Hocam ellerinize sağlık fazlasıyla faydalandığım bir yorum olmuş sadece bir şerhim olacak şöyle ki ; "Fakat karşınızdaki insanın değişime hazır bulunuşluğunu çoğu zaman önemsemez, görmezden gelirsiniz. " demişsiniz Aslında bu kısımda bu mücadeleyi sonuna kadar vermiş kişileri ayırmalıyız sanırım. Tabi ki kimse sevdiği ve hayatının bir çok meşekkatini birlikte çektiği kişiyi kolaylıkla görmezden gelerek aldatma fiiline bulaşamaz tabi bu değerlendirmeyi yapacak kişi vefasız değilse ya da kariyer olarak yükselirken negatif yönde bir kişilik arızasına uğramadıysa diyerek tekrardan emeğiniz için teşekkür ederim...
4 sonraki yanıtı göster
Şeyma okurunun profil resmi
Ben de tam tersini duymuştum. Zeka seviyesi düştükçe aldatma oranı artar diye. Bu bence zekadan ziyade kişilik, karakter meselesi. Karaktersiz insan zeki olsa da olmasa da aldatabilir. Herkes bir şey diyor, itibar etmemek lazım.
Bu yorum görüntülenemiyor
Elvira okurunun profil resmi
Özgüveni artıyor, elindekilerle mutlu olamıyor hep daha fazlasını arzuluyor.
Serkan okurunun profil resmi
Elvira
Elvira
çözümü ne bunun peki. kariyerini ve görüş alanını artıran bir kişi bundan nasıl kurtulabilir
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Meriç okurunun profil resmi
Zeka, kariyer ve bununla gelen maddi güç ( kadın ve erkek fark etmeksizin) aslında o zamana kadar ahlaksız olan ve bunu eksikliklerinden dolayı ortaya çıkaramayan insanların, güce ulaştıklarında artık herşeyi yapabileceğini düşünmesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
Serkan okurunun profil resmi
Meriç
Meriç
yani sonradan ortaya çıkan her aldatma hali, önceden kişinin içinde olan mıdır ?
1 sonraki yanıtı göster
İrem okurunun profil resmi
Burada bir noktaya takıldım 'Aldatma olasılığı' artıyormuş, 'aldatma eylemi' değil.. Öyle mi?
Serkan okurunun profil resmi
Aynı şey İrem olasılığın artması demek aldatma oranının artması demek bir anlamda
5 sonraki yanıtı göster
AKADEMİSYEN GEZGİN OKUR okurunun profil resmi
Aldatmak ile zeka nın bağlantısının yanlış olduğunu düşünüyorum. Aldatmak fiilinin iki alt nedeni vardır biri karakter eldekiyle beraber dışardakinide elde etme isteği bu yetiştiirlme tarzından kaynaklı bir PDR nin alanına giren bir konu diğeride evlilikte karşılıklı uzlaşı paylaşım eksikliği olması.. tabiki bunların hiç biri aldatmaya bahane bile olamaz.. ancak biz toplum olarak yanlış yetiştiriliyoruz ata erkil bir yetiştirme tarzı baskın bir kız yetiştirme tarzı, doğru iletişim kanallarını kullanmayı bilmeyen bireyler, sıkıntılarınını sevinçlerini üzüntülerini nasıl anlatacağını bilmeyen bireyler var hali hazırda.. aldatma olayının detaylı olarak balık kılçığı analiz yönetmiyle incelenmesi lazım.. kadın derdini kocasına anlatamıyor isteğini anlatamıyor anlatsa kocası ve ailesi anlamıyor. erkek karısıyla konuşmuyor ve bu gune kadar ne yaparsam yapayım ben erkeğim mantığıyla gözü dışarda olunca bunlar oluyor aldatma oranın buyuk kısmı bu sebeplerdır.. tabıkı istisnai sebepler vardır.. ama zeka ile ilgisi yoktur. zeka olarak mevki makam bahsedilmek isteniyorsa.. malum günümüz şartlarında mevcut konumunuz büyüdükçe sosyal çevre artıyor güven tavan oluyor imkanda var o zaman insanoğlu işte yapıyor yapacağını.. bu konununda bence zeka ile alakası yok
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.