Gönderi

Hindistan'da Muhammed Ali ve Şevket Ali kardeşlerin doruğa ulaştırdığı Hilafet Hareketi, Sevr'de saptanan şartlarla tam bir soğuk duş yaşadı. Sultan/Halife'nin İstanbul'da bırakılması dışında diğer maddeler eskisinden de kötüydü. Esasen bu kalış da yukarda bahsettiğimiz gibi, dinin liderlerini tam esir durumuna getirmişti. Buna rağmen hem Sultan/Halife hem de hükümeti anlaşmayı onayladılar. Hilafet hareketi sadece yabancılardan değil, hakkını koruduğunu sandıklarından da darbe almış oldu. Açıkça bir yol ayırımına gelinmişti, Ya Gandi'nin başına çektiği pasif direnci sürdürecekler ya da şiddet yolunu tercih edeceklerdi. Bu ikincisi İngiliz tacına sadakat red edilip hicret hareketi uygulamaya konarak gündeme getirildi. On binlerce Müslüman artık Darülharp sayılan Hint topraklarını terk edip Afganistan'a yürüyüşe geçti. Büyük kısmı yollarda sefaletten öldü, Afgan Emiri de İngiliz baskısına boyun eğip muhacirleri geri çevirince bu eylem boşa çıktı. Buna karşılık Malabar'da bağımsız bir Hilafet Devleti'ni hedefleyen Moplah ayaklanması sadece İngilizlerle değil Hindu'larla da çatışmakla, Hindu-Müslüman işbirliğini yeni bir döneme soktu. Şiddet hareketleri dolayısıyla Muhammed Ali ve arkadaşları idama mahkum edilince, Müslümanların arasında da pasif direnç yanlılarının sayısı arttı. Böylece Gandi'nin hedeflediği Hint Ulusculuğu'na yöneliş daha da belirginleşti. Muhammed Ali'nin yerine Müslümanların liderliğine geçen Ebul Kelam Azad asıl mücadelenin Hindistan'ın istiklali olduğunu tekrar tekrar vurguladı. Aynı zamanda Hilafet için aşırı isteklerden de (Bütün kutsal yerlerin Osmanlı yönetiminde kalması gibi) vazgeçildi.
Sayfa 194 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
·
29 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.