Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

64 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
𝓚𝓪𝓷𝓲𝓶𝓬𝓪 𝔂𝓪𝓼𝓪𝓶 𝓫𝓲𝓻 𝓼𝓪𝓫𝓲𝓻 𝓸𝔂𝓾𝓷𝓾! "Babaya Mektup", benim Franz Kafka'dan okuduğum ikinci eser oldu. Genelde arkadaşlarım kitaplarını yarım bıraktıklarından ve hatta lisedeki edebiyat hocam bile kendisini okumayı pek de tercih etmeyeceğini söylediğinden ister istemez ön yargıyla yaklaşıp ince kitaplarına yöneliyorum. İyi ki de öyle yapıyorum sanırım. Mektup okumayı sevdiğimi düşünüyordum ama "Piraye'ye Mektupları" yarım bıraktıktan sonra bu kitabı da biraz iteleye kakakaya bitirdiğimde bu düşüncemi tekrardan sorguladım. Vardığım kanı insanların bu kadar da özellerini okumanın bir yerde doğru gelmemesi ve yazılan ve yazan kişi tarafından okunmadığında aynı etkiyi yaratmaması oldu. Neyse çok uzatmayayım ve kitaptan bahsedeyi. Kafka'ın babasıyla yaşadığı çalkantılı ilişkiyi bilmeyen edebiyatsever kalmış mıdır bilmiyorum. Yine de tekrar diyeyim ki zaten bu kitabın konusu da bu. Kafka babasına hayran, ona çok bağlı, gözüne girmek ve ona kendini sevdirmek resmen hayattaki amaçlarından olmuş. Lakin bunun yanından çocukluğundan yetişkinliğine kadar her an babasının baskısı altında kalmış. Aşağılanmış, küçük görülmüş, önemsenmemiş onun tarafından ve bu ona gerçekten çok koymuş. Yazarın diğer okuduğum "Dönüşüm" kitabı da biraz buradan yola çıkarak yazılmış. Öyle ki Kafka kendini bir böcek gibi hissediyormuş. Bu kitaptaysa tek ve uzun bir mektubu var babasına içini döktüğü. Ona onun hakkında düşündüklerini, hayatını nasıl etkilediğini anlattığı. Ve gerçekten üzücü. Bir babanın bir insanın üzerindeki o büyük etkisini çok net görüyorsunuz. Aynı zamanda annesi ve kardeşleriyle olan ilişkilerini, evlilik yolundan nasıl döndüğünü, dine bakışını, eğitim ve iş hayatını da okuyup kendisini yakından tanıyoruz. Denildiğine göre Kafka öldükten sonra yazdıklarının yakılmasını istemiş arkadaşından ama o bunun yerine bu yazıları bastırmayı seçmiş. Kimi yerde bunun doğru olmadığı yazsa da benim okuduğum baskıda yazarın tanıtıldığı kısımda bile böyle yazıyor. Böyle düşünüldüğünde sanırım biraz çekingen mizaçlı Kafka'nın basılmasını en istemediği kitap belki de buydu ve belki de ben en çok bu yüzden okurken kendimi rahatsız hissettim. Bunun dışında babasına bu mektup ulaştı mı, bir karşılık bulabildi mi cidden merak ediyorum. Kitapta ön söz veya son söz olmamasını bir eksiklik olarak görüyorum. Bunun dışında benim okuduğum baskıda çeviri de bana pek tat vermedi. Anlatım ve dil olaraksa sadeydi ama sık sık tekrara düşülmüştü, bunun bir roman değil de mektup olduğu düşünüldüğünde de normaldi. Kafka'yı daha yakından tanımak isterseniz, dilini ve kitaplarını seviyorsanız, ince bir klasik kitap arayışındaysanız, mektup okumak hoşunuza gidiyorsa tavsiye edebilirim. Ama öteki türlü sizi çok da açacağını düşünmüyorum...
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Koridor Yayıncılık · 202040,4bin okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.