6/10 . Bildiğiniz tüm üvey kardeş hikayelerini unutun! Kurgu uğultulu tepedeki evin sahibi Mr Heatcliff ve orayı kiralamak isteyen Mr Lockwood isimli iki kişinin konuşması ve evin uzun uzun betimlemesi ile başlıyor. Çiftlik sahibi ve içinde yaşayanlar kaba, suratsız, değil misafire karşı güleryüz göstermek,kendi aralarında bile nefret ve gerginlik hâkim. "Sonuna kadar cehennemde kalacaksın deseler,seve seve razı olurdum da,bir gece için bile olsa bir daha Uğultulu Tepeler'in damı altına girmezdim." İlk görüşmede umduğunu bulamayan kiracımız Mr Lockwood, lapa lapa yağan kar ve iliklere işleyen soğuğa aldırmadan ikinci kez çiftliğe gitme cesareti gösteriyor. Aşırı kar fırtınası çıktığı için ev sahibi-her ne kadar istemese de- geceyi çiftlikte geçirmesini teklif ediyor. Lockwood, hizmetçi tarafından evin efendisi Mr. Heatcliff'ın kimsenin girmesine izin vermediği,kilitli odaya götürülüyor. Kaldığı odada Catherine Earnshaw'a ait bir günlük buluyor, birkaç sayfasını okuduktan sonra uykuya dalarak kabuslar içinde bağırarak uyanıyor.Çığlık seslerine uyanan Heatcliff, odanın penceresine yaklaşıp Catherine'i çağırıyor. -Bu kısım oldukça etkileyiciydi ve gerçekçiydi. - . Sabahı zor eden Lockwood evine dönüyor ve kahyasına bu aileyle ilgili merakını iletiyor. Kahyası çiftlik sahiplerinin hayatına yakinen tanık olmuş olduğu için başlıyor anlatmaya. Böylelikle istenmeyen evlatlığın yıllar sonra aldığı öç hikayesinin içine giriyoruz. . Yıllar önce çiftliğin efendisi, sokakta bulduğu yabanıl,pejmürde bir çocuk olan Heatcliff'i eve getiriyor. Öz çocuklarından Hindley,babasının bu çocuğa karşı hassasiyeti ve gösterdiği özeni kıskanıp içten içe beslediği kin ile intikam planları kurarken; efendinin kızı Catherine ise Heatcliff'e aşık oluyor. Mutfakta hizmetçi kadına bu duygularından bahsederken Heatcliff duyuyor ve alıp başını gidiyor. Cathy de beyin hummasına yakalanıyor. Aradan geçen yıllar içinde Cathy, "zengin" Linton ile evleniyor ve başka bir çiftliğin hanımı oluyor. Yıllarca hor görülen,alay edilip dışlanan Heatcliff ise yarına kalsa da yanına kalmaz diyerek intikam almak için bir hayli değişmiş bir şekilde dönüyor. Dönüş o dönüş her iki çiftliğin üzerine de kabus gibi çöküyor. Cathy ile karşılaşmalarında "hayatımı cehenneme çevirdin" diyor ve and içmiş gibi hayatına değen herkese de hayatı cehenneme çeviriyor. Linton'a acı çektirmek içinde kardeşi İsabella'yı kaçırıyor. Zaten bu hikayede yanan Linton oldu.İntikam-nefret-aşk üçgeninde olaylar gelişirken her iki tarafın çocukları oluyor ve bu çocuklar arasındaki ilişki üzerinden kitap devam ediyor. . Kitapta çok isim var. Ve doğan çocuklara da kendilerinin isimlerini veriyorlar. Bu yüzden ilk 100 sayfa boyunca bu isimleri yerine oturtmak zor ve gereksiz karmaşıklaştırmış hikayeyi.Öyle ki Kardashian Family Tree gibi kim kimdi aklımda tutabilmek için soy ağacı yaptım.Yarısına kadar oldukça sıkıcı kim kiminle kimin nesi anlamakta zorluk çekiyorsunuz ama ortasından itibaren olay sizi içine almayı başarıyor ve gerilim yükselip merak artıyor. Başlangıçta hikayenin içine girmek her ne kadar zor olsa da isimleri kafada oturtunca oldukça sürükleyici. Hikayeyi hizmetçinin gözünden dinliyoruz bu yüzden birden fazla bakış açısı yok,tek taraflı.Bu da kitabın okurda bırakacağı duygusal etkiyi sınırlandırmış. Mesela Heatcliff niye kaçtı,ne düşünüyordu?Catherine'nin aşkı ne boyuttaydı? İkilinin aşkını yazar pek hissettirememiş. Joseph isimli uşak üzerinden de dinde zorlama ve Hristiyanlık eleştirisi yapılıyor. Sevip de bir inat uğruna kavuşamayanların kitabı. Pek çok fırsat ellerine geçse de kavuşmamaları biraz da seçim meselesi gibi. Bir Aşk ve Gurur tadında değil tabi ama yazarın karakterleri gerçek hayattaki çevresinden seçmesi okunurluğunu arttırmış. İzlemek isterseniz 2011 yılında film uyarlaması da yapılmış.

Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,2bin okunma

·

109 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ceren