Tasavvufi şiirleri her zaman sevmekle beraber asla künhüne vakıf olamadığımın bilincinde oldum. Düz yazı olarak bile bazen cahil kalırken, aslına sirayet edemediğimiz gerçeği var. Ve en fenası da bu mahrumiyetin bilincinde olamamak var. Kelimelerin yabancılığından mı, bu yola yabancı oluştan mı? Sebep ne olursa olsun bu anlamama hali bir tür noksanlık. Çünkü tek dizesinden dahi bir paragraf çıkabiliyor. Erenler bir kaç satırla kalplerinin sırrını, kederini dökmüşler, saçmışlar gibi.. İnci mahiyetinde toplayıp üstümüzde muhafaza edebilmemiz lazım. "Dünya çarşısında âriflerin açtığı bir dükkâna mutlaka girmelisin. Nasibin neredeyse, hangi tezgâhtaysa onu mutlaka bulmalısın. Hepsi tatlıdır, güzeldir dikkat et." Bu eser bazı dizeleri bizim için açıklığa kavuşturuyor. Açıklanan halini okuyorum, geri dönüp aynı satırlar üzerinden geçiyorum ve hayretle kalıyorum oracıkta. O derin mana şuncacık satırlarda mı gizli? Cehaletim korkunç.. Yüzeysel bakmayı bırakıp, kalben takip etme alıştırması sayılır birazda bu eser. Sembolik anlamlarından, manevi tesirlerine kadar bir kelimenin çeşit çeşit halini gördüm. Hırka, Turna, Asa, Nil, Düldül.. Kelimeler tanıdık, bildik elbet. "Hırka da, kâmil insanın sırrını taşıyan sembollerdendir." "Âsâ da, insanı kamil sırrıdır." "Turna, bizatihi kâmil insanın imgesidir. Eski Türklerde, 'hikmet sahibi ruh' u temsil eder." Bunlar sadece bir dizenin kelimeleri... Ne manalar taşıyor her satırdan burdan anlayalım. Yazarın Pir Sultan Abdal'ın şiirlerini ve azda olsa Hz. Mevlana, Yunus Emre gibi büyüklerimizin dizelerini bizler için böyle açıklamalı, ustaca ele alması takdire şayan olmuş. Bu tarz içerikli eserlere merak ettirdi, yöneltti de inşallah. Pir Sultan Abdal'ın alevi bir şair olduğu önceden malumum olsa mahrum kalabilirmişim. Ön yargılarımız çoğu zaman bizim önümüzde. Alevilik Hz. Ali'yi sevmekse hepimiz aleviyiz diyerek geri kalan aykırı fikirleri reddetme seçeneğimiz var ki bu eserde beni rahatsız eden bir şeye de denk gelmedim. Tek kusuru bu açıklamalı bölümlerinin kitap boyunca olmaması, kısa olması. 60 sayfadan sonrası sadece şiir halinde. Bu şekil kaç sayfa olursa da sıkılmazdım. Ama şöyle de bir his verdi: ilk sayfalarla şiiri okumayı öğretip sonrasında sınava tabi tutmuş gibi. Şifreyi verdim buyrun kendiniz anlamına ermeye çalışın demiş gibi. Başka gözle okur oldum çünkü. Güzeldi vesselam..

Pir Sultan AbdalSadık Yalsızuçanlar · Fabrik Kitap · 20233 okunma

·

392 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.