Gönderi

Zeliha’nın biricik evlâdı ameliyat ve ilâç parası yokluğunda minnacık canını bu kulübede verirken, kim bilir kendisi nasıl bir eğlence sarayının kollarında mest oluyordu? Bir tuvalete kaç bin lira ödüyordu? Bir broş için kaç deste döküyordu kuyumcunun çekmecesine? Ve kim bilir kaç kadın kendisinin yaptığını yapıyor, fakat aynı anda kaç ana yüreği, acıların en koyusu evlât acısının lâvında pişiyor, yavrusunu kendi kollarından ecelin kollarına aktarmanın bunaltıcı ıstırabını soluyordu?
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.