Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Devletlerin dini sembollerden arındırılması Tanrı'yı yüceltir. İnsanlara baskı yapan asıl düzen laik değil Şeriat düzenidir. Din devletlerinde, bireylerin inancı gerçekten çok büyük baskı altındadır. Bu yüzden din devletlerinde gizli ateizm çok hızlı yol alır. Bir ülkenin vatandaşlarına ekonomik sıkıntılar yaşatması, gerçekte o ülkenin yöneticilerinin beceri eksikliğidir. Ekonomik sıkıntının yaşandığı ülke, bir din devletiyse, algıların dünyasında tüm bu sıkıntıyı yaşatan Tanrı'nın kendisi olur. Şeriat devletlerinde olumsuz her şeyin faturası Tanrı'ya ödettirilir. Laik devletlerde yaşanan eksiklikler ise tümüyle yöneticilere mâl edilir. Doğru olan budur. Din devletlerinde demokrasi bu yüzden zor işler. Dini semboller, başarısız ülke yöneticilerinin kifayetsizliğinin kamuflajıdır. Laik devletlerde ise durum tam tersidir. Ulusal sıkıntıları gideremeyenler gider. Yerlerine yenileri gelir. Hükümdar sirkülasyonu tam olması gerektiği gibidir. Diğer yanda din devletlerini süsleyen dini sembollerin dindarın ahiretine hiçbir katkısı yoktur. Cennet, hangi devlet düzeninde yaşadığınla ilgili değildir. Şeriatla yönetilmenin, bireyin bu dünyadaki yaşantısına da herhangi bir katkısı yoktur. Bayrağa Allah'ın adı yazılınca, milli gelir yükselmez. Bebek ölümlerinde azalma da olmaz. Ekonomik başarısızlığı laik devletin başkanı "İşsizlik sorunumuzu henüz çözemedik. Bunun yolunu bir gün mutlaka bulacağız." olarak açıklar. Din devletinde ise hükümdarın şunu söylemesi yeterli olacaktır: "Allah bizi imtihan etmekte ey halkım!" Toplam nüfus içinde uyuşturucu kullanım oranının en yüksek olduğu ülkelerden birinin İran olmasının nedeni de budur. Devletin dini dekoru, bireye yaşadığı sıkıntıların kendisine Tanrı tarafından verilmiş olduğunu düşündürmektedir. Onun dünyasında, Allah'ın adını taşıyan bir ülkede mutsuz olmasının nedeni Allah'ın kendisine ceza vermesidir. Ceza tamamdır ama ortada suç görememektedir. Masum bir çocuk olarak doğmuş, İyi bir vatandaş olarak hayatına devam etmiştir. Peki, Tanrı'nın ona reva gördüğü bu koşulların nedeni nedir? Yoksa, bugüne kadar taptığı varlık, zannettiği kadar adil değil midir? Bu kuşkular, İslam'ı gölge altına alan en büyük tehdittir. Müslümanların bilmesi gereken şey şudur: Gerçek laiklik, dini bir kavramdır. İyi bir laik model, dine müspet açılımlar sağlar. Tanrı'nın varlığı, dünyevi kurumlardan münezzeh olmasıyla daha yücelir. Dininin iyiliğini düşünen bir Müslüman, laikliğin gerekliliğini tartışmamalıdır. Tartışacağı tek şey, laik düzenin nasıl ve ne şekilde uygulanacağıdır.
Sayfa 305Kitabı okudu
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.