Gönderi

536 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Merhaba arkadaşlar. Hepimize mutlu, huzurlu bir hafta sonu dilerim. Büyük bir intikam veya tutku romanını geride bıraktık. Yoğunluk nedeniyle okuması uzun süren ancak buna değen bir eser oldu. Bette Abla veya Kuzin Bette (bu arada devamı niteliğindeki eski basım 2 ciltlik hali de yayımlanmış onu da okuyacak ve paylaşacağız) romanıyla yıllar süren aradan sonra Balzac okumaya yeniden giriş yapmış bulunduk. Balzac’ın 51 yıllık yaşamının sadece 20 yılının yazarlıkla geçtiğini ve bunun da oldukça başarılı olduğunu söylemek mümkün. Eski bir basımda onun hakkında çok güzel bir söz vardır: Oldukça derin bir maden yatağında kazma yerine kalemini kullanan biridir o. Bu sözün de hakkını pek çok romanında verdiğini düşünürüm hep. Kendisini de en son Haziran 2021’de okumuşum sanırım biraz da özlem vardı kalemine. Bette Ablamız gerçekten de bir Abla rolüne büründürülmüş. Çocukluktan başlayan bir eziyet var onun yaşamında. Balzac’ın da hayatının büyük kısmında sıkıntı çekmiş biri olduğunu düşündüğümüzde Bette Ablanın da hor görülen biri olması, insanlara ve insanlığa karşı yalnızca kin ve nefret beslemesi biraz yazarın kendisinden de katkı olarak düşünülebilir bence. Bir yerden sonra ipin ucu kaçar tabi. Nasıl? O herkese dost görünür, herkesin derdini dinler ve çare arar ama aslında içten içe o insanları kullanır ve kendince intikam alır. Ben bu tarz insanları açıkçası yerden yere vuran, içten pazarlıklı veya kısaca ‘Şeytan’ diye nitelendirenlerden de değilim. Çünkü herkesin çevresinde mutlaka insanları sevmeyen, insanlardan nefret eden biri vardır. İnsanları ve insanlığı sevmez. Herkes de bundan şikayet etmekte kendince özgürdür ama bu hale gelmeden önce neler yaşadığını, neden böyle biri olduğunu kimse önemsemez. Yani insanların neden kötü bir karaktere dönüştüğünü, kimlerin onu böyle biri haline getirdiğini kimse önemsemezken insanlar sadece konuşur. Bu tarz insanlarla iletişim kurmak da zor gelebilir, ne diyelim kurmayın o halde. 1838 yılı Temmuz ayında başlarız kitaba. Yıla bakar mısınız ne kadar çabuk geçmiş. Ben hala 2020-2021 arasında hissediyorum kendimi bazen. İçinde bulunduğum yılı unutabiliyorum. Zaman çok çabuk geçiyor. Ancak her şey zamanla geçmiyor. Vefatından önceki son büyük romanı ve vefatının dışında da yazdığı en büyük romanlardan birisi olarak gösterilen bu romanın biz de hakkını verelim. Diğer yandan Balzac anlatımını mı yoksa eski devrin yaşantısına olan merak duygusu mu bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da özlediğimiz şeyler olduğu ve bunları da burada bulabildiğimiz. Duygusallıktan insan ilişkilerine, aile yaşantısından toplumsal yaşantı ve sınıflara -belirgin biçimde ayrılmasa da- kadar pek çok konuda detaylardan dolayı -yer yer sıkıcı da diyebileceğimiz- uzun bir anlatım var. İnsan ilişkilerinde kıskançlık yani haset başta olmak üzere sevmeyip, karşı çıktığımız pek çok husus vardır aslında ama bunlardan yalnızca şikayet ederiz. Kendimizi asla kayırmayalım, hepimizin bir şeylere mutlaka bir çekememezliği vardır. Doğamız gereği deyip sıyrılabiliriz ama ben daha çok bu meselenin nedenine dair bir şey bulamadım. Özellikle gergin anlarımızda bu durumun daha çok ortaya çıktığını kendimde ve çevremde gözlemleme fırsatım olduysa da kendimde en gurur duyduğum özelliğim olarak kimseye saygımı bozmadım, saygısızlıkla defalarca karşılaşmış olsam dahi bunu değiştirmediğim için gurur duyuyorum. Aynı zamanda kitapta öne çıkan durumlardan birisi de kadınlara yönelik ağır ve yoğun eleştiriler olabilir. Ancak yazar bunu tolere etmeyi başarmış. Şöyle ki bahsettiği kadınlar aslında sevgi bilmeyen, kendisine verilen sevgiyi hor gören sonra da o sevgiye muhtaç olarak yaşayıp kalan ömrünü sevgi duygusunu arayarak geçiren kadınlar. Aslında kadınlar özelinde bir kötü anısı belki birkaç kötü anısı olduğunu düşünebiliriz. Ancak sonra erkekler özelinde öyle eleştiriler yapıyor ki, aynı durumun erkeklerde de var olduğunu yine öyle ağır biçimde eleştirerek anlatıyor ki tamam diyorsunuz aslında bu kadınla bu tarz erkekleri birleştireceksin, kalanlar birbirini sevgiye muhtaç etmeden yaşasınlar. Tabi pek çok konu gibi bu konuda yalnızca bir hayalden ibaret. Devam edelim ve buna bir örnek verelim: Eğer sadece kadınlar özelinde eleştiriler olsaydı yani bütün kadınları dahil etseydi, kadınların diliyle yazılmış kitaptaki pek çok mektup bu kadar duygulu olamazdı. Bunlara sayfa 327’den bir örnek vermek istiyorum. Ah! Seni bir daha görememek, senden vazgeçmek, hele yüreğini taşıdığını sanarak içimde senin hayatından bir parça taşıdığım şu sırada bu, benim için bir ölüm demektir. Yine bu mektubun devamına baktığımızda; seni seviyorum, daha önce kimseyi sevmediğim kadar, şeklinde ilerleyen satırlar görebiliyoruz. Tabi bunların günümüzde anlamı kalmasa da söyleyen kişi ve söylenen kişiye göre bunlar anlam kazanıyor diyebiliriz. Acısıyla tatlısıyla anlatılan konulara ve anlatım biçimine hayran olduğum, yayın kalitesiyle de mest eden bir kitabı geride bırakırken aynı zamanda ilk kitaptan bu kadar doymuş biçimde ayrılmak da beni memnun etti. Sizlere de tavsiye eder, isteyenlere paylaşabileceğimi yine belirtmek isterim. Bunun akabinde önceki okumalarımıza değinelim: #12679928 #13865707 #87440597 #90802338 #125886448 #125936133 #125963764 #125997143 #126018246 #126038240 #126075790 #126142607 #126231977 #126242200 #126256855 #126298841 #126355854 #126379004 #126400158 #126520494 #126558986 #126583313 #126625325 #126679150 #126692331 #126720763 #126749887 #126786957 Okunan kitaplara dair incelemeler yanında hangi kitaplarını okuduğumuzun listesini de şöyle ekleyelim: Altın Gözlü Kız (On Üçlerin Romanı 3) Bilinmeyen Başyapıt - Bilinmeyen Şaheser - Kırmızı Han Bir Havva Kızı Esrarlı Bir Vaka - Karanlık Bir İş Eugenie Grandet Evde Kalmış Kız Çakalların Başı Ferragus (On Üçlerin Romanı 1) Goriot Baba Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti Köylü İsyanı - Şu Anlar Kuzin Bette - Bette Abla Lanetli Çocuk Langeais Düşesi - Rahibenin Aşkı (On Üçlerin Romanı 2) Louis Lambert Modeste Mignon Mutlak Peşinde - Gerçeği Arayış Nucingen Bankası Otuzundaki Kadın Parfümcü Cesar Birotteau’nun Yükselişi ve Düşüşü - Cesar Birotteau Paris Pierrette Seraphita Suyu Bulandıran Kız Tefeci Gobseck Tılsımlı Deri Top Oynayan Kedi Mağazası Ursule Mirouet Vadideki Zambak Yaşamda Bir Başlangıç Hepimize iyi okumalar dilerim..
Kuzin Bette
Kuzin BetteHonore de Balzac · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2021181 okunma
·
338 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.