Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

48 syf.
·
Puan vermedi
"Henüz gerçekçi bir roman okumadıysanız işte size bir tane ben takdim edeyim." Nabizade Nazım'ın önsözüne bu cümlesi ile başladığı Karabibik benim için tam da dediği gibi, güçlü bir gerçekçi roman örneğidir. Aynı zamanda ilk köy romanı olarak da kabul edilen bu roman, köy hayatının ve insanının tamamen gerçekçi bir düzlemde ve doğal bir yapıda ele alındığı bir eserdir. Nabizade Nazım, okuyucularına bıraktığı önsözde; bazı yazarların, eserlerini "realistlik" adı altında ahlaksızlıkla doldurduğundan yakınmış ve kendisi okuyucuya tamamen gerçek bir eser sunmak istediğini belirtmiştir. Tabii bu kararı yine okuyucularına bıraktığını da söylemeyi unutmamıştır. Yazar, romanın mekanını Anadolu'nun köylerinden seçerek okuyucunun eser sonunda köy hayatı hakkında bilgi sahibi olmasını amaçlamıştır. Bu amaç yalnızca mekan seçiminde değil köy halkının geçim kaynakları, günlük uğraşları, hayat hikayeleri, düşünceleri, istek ve zaafları ile birlikte verilmiştir. Bu sayede hem okuyucunun köy yaşamı hakkında bilgilenmesi sağlanmış hem de eserin gerçekçilik seviyesi arttırılmıştır. Roman kısa bir önsöz, 5 bölümden oluşan ana hikaye ve sonunda Karabibik'e ait bir sözlükten oluşur. Benim okuduğum yayında sözlükten sonra bir de romanın geçtiği bölgenin haritası var ancak orijinalinde de olup olmadığından emin değilim. Ana hikayede oldukça fazla kullanılan betimlemeler sayesinde sahnelerin, okuyucunun zihninde bir görsel oluşmasına yardımcı olduğunu ve bir noktada okuyucunun köye ve romana yakınlaşmasını sağladığını söyleyebilirim. Antalya'nın Beymelek köyünde geçen bu hikaye ana karakter Karabibik'in etrafında döner. Tek göz evinde kızıyla yaşayan Karabibik'in tek hayali yazın yaylaya giderken kullanacağı bir çift öküzünün olmasıdır. Bu öküzlere ulaşmak için aklından geçen ilk yol sekteye uğrayınca pes etmeyerek başka bir yol düşünür ve bir şekilde bu hayalini gerçekleştirir. Sahne değişimleri ve zaman atlamalarıyla değişen bölümlerde; mekan olarak seçilen yörenin tarihi, ekonomik ve sosyo-kültürel yapısı, bölgede konuşulan ağız, insanların çatışmaları, kişisel çıkar hesapları gibi birçok unsur yazar tarafından ele alınmıştır. Sade bir dil ve açık bir anlatımla yazılsa da tamamen İstanbul ağzıyla büyüyen okurların köy ağzı ile bağlantı kurma noktasında biraz zorlanacağını düşünüyorum. Evet, eser tamamen gerçekçi bir anlatıma sahip olmasıyla yazarın amacını gerçekleştirmiş olsa da eserin, okuyucusuyla kuracağı bağ da önemlidir. Sonuna eklenen sözlükle birlikte ağız farkı biraz giderilmeye çalışılmış olsa da okuma sırasında araya girebilecek olan bu tür noktalar okuyucuyu bir yerde anlatımdan koparacaktır. Bir-iki farklı kelime görmek, öğrenmek beni ya da sizi etkilemeyebilir ancak -kısa bir hikaye de olsa- okumanın sürekli kesilmesi o hikayeden alınan keyifi de etkiler. Ve keyif almadan okunan bir yazı (bilimsel, fantastik ya da dinî, hangi alanda olursa olsun) okuyucuya yük gibi gelir, onu yorar. O yüzden bana göre, bir eserin "değerinin belirlenmesinde" değil ancak "değerini bulmasında" eser ve yazar kadar okur kitlesi de önemli ve göz önünde bulundurulması gereken bir detaydır.
Karabibik
KarabibikNabizade Nazım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20208,8bin okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.