Hani ya bir vakitler beni dizine yatırır da saçlarımı okşardın? Işte yine öyle yatayım beni yine öyle güya sekiz on yaşında bir çocuk gibi okşa... Ah bilsen, anneciğim bugün okşanmak, sevilmek için ne kadar ihtiyacım var ! Husisiyle çocuk olmak, o mesut zamana biraz avdet etmeye nasıl muhtacım!.. Bugün dizinin, senin zavallı zayıf dizinin üstünde ağır çeken bu başın, bilsen, o çocuk başından ne kadar farkı var! Bu çocukla o çocuk arasında kırılmış parçalanmış bir hayat duruyor.