Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

"Sibyl Vane'i seviyorum. Onu altın bir tahta oturtup herkesin sevdiğim kadına hayran oluşunu görmek istiyorum. Evlilik nedir? Geri dönüşü olmayan bir yemindir. Evlilikle bu yüzden dalga geçiyorsun. Bense dalga geçilecek bir şey görmüyorum. Bu geri dönüşü olmayan yemini etmek istiyorum. Onun bana güvenmesi benim güvenilir bir insan olmama sebep oluyor. Bana olan inancı beni iyi bir insan haline getiriyor. Onunlayken senin bana öğrettiğin her şeyden büyük pişmanlık duyuyorum. Ben artık senin tanıdığın o insan değilim. Değiştim; Sibly'in bir dokunuşu bana, seni ve senin tüm o yalan yalnış, zehirli, eğlenceli, etkileyici teorilerini unutturdu." Lord Henry tabağına salata alırken, "Neymiş o teoriler" diye sordu. "Hayata, aşka, hazza dair teorilerin. Teorilerinin hepsi yani Harry." Lord Henry alçak, melodik sesiyle, "Haz, hakkında teori üretmeye değecek tek şeydir," diye cevap verdi. "Ne yazık ki teori bana ait değil; Doğa'ya ait. Haz, Doğa'nın sınavıdır; onun onay verme biçimidir. Mutluyken hep iyi insan oluruz; ama iyi insan olduğumuzda illâ mutlu değilizdir." "İyi olmakla neyi kastediyorsun?" diye sordu Basil Hallward. "Evet, neyi?" diye tekrarladı Dorian. Arkasına yaslanıp masanın ortasında duran mor dudaklı zambakların arasından Lord Henry'e baktı. "İyiden kastın ne Harry" Lord Henry kadehin ince sapına beyaz, sivri parmaklarıyla dokunarak, "İyi olmak insanın doğasıyla uyumlu olmasıdır," diye cevap verdi. "Başkalarıyla uyumlu olmaya çalışınca uyumsuzluk baş gösterir. Bir insanın yaşamındaki en önemli şey kendi yaşamıdır. Komşunun yaşam şekline gelince; insan, yobaz ya da Püriten değilse ahlaki değer yargılarıyla caka satmamalı, çünkü başkalarının yaşam şekilleri bizi ilgilendirmez. Ayrıca nihai hedef birey olmayı başarabilmektir. Modern ahlak, insanın kendi döneminin standartlarını benimsemesinden ibarettir. Bence kültürlü bir insanın kendi döneminin standartlarını benimsemesi ahlaksızlığın en büyüğüdür." "Ama insan yalnız kendisi için yaşarsa bunun için korkunç bedeller ödemez mi? diye fikrini belirtti ressam. "Evet, günümüzde her şey için gereğinden büyük bedeller ödüyoruz. Bana öyle geliyor ki yoksulların bedel ödemeye dair asıl trajedisi kendi kendilerini inkâr etmek dışında feda edebilecek bir şeylerinin olmamasıdır. Bütün güzel günahlar, tıpkı diğer güzel şeyler gibi zenginlerin ayrıcalığıdır." "İnsan bazen para dışında başka bedeller ödemek zorunda kalıyor," dedi Basil. "Neymiş o bedeller Basil?" "Pişmanlık, acı çekmek... ya da aşağılandığının farkında olmak gibi mesela." Lord Henry omuz silkti. "Her ne kadar Ortaçağ sanatı büyüleyiciyse de Ortaçağ duygularının miladı dolmuştur. Elbette o duyguları kurmacada kullanabilirsin. Fakat şöyle de bir şey var; edebiyatta kullandığımız şeyler, gerçek hayatta kullanmaktan vazgeçtiklerimizdir. İnan bana, medeni bir insan aldığı hiçbir hazdan pişmanlık duymaz; medeni olmayan insan zaten haz nedir bilmez." "Ben hazzın ne olduğunu biliyorum," diye haykırdı Dorian Gray. "Haz, birini taparcasına sevmektir." Lord Henry meyvelerle oynayarak, "O dediğin şey taparcasına sevilmekten iyidir elbette," diye cevap verdi. "Taparcasına sevilmek başa beladır. İnsanoğlu yüzyıllarca tanrılara nasıl davrandıysa kadınlar da biz erkeklere öyle davranır. Bizi âdeta ilahlaştırırlar; biz de bunun karşılığında onlar için hep bir şey yapmak zorunda kalırız." Genç adam ciddi bir ifadeyle, "Kadınlar bize vermedikleri şeyleri istemezler bizden," diye mırıldandı. "Kadınlar yüreğimize Sevgi tohumu ekip bize sevmeyi öğretir. Karşılığında bizden Sevgi istemek de hakları." "Çok doğru söyledin Dorian," dedi Hallward. "Hiçbir şey tamamıyla doğru değildir," dedi Lord Henry. "Bu doğru ama," diye sözünü kesti Dorian. "Kabul et Harry, kadınlar erkeklere hayatlarının en kıymetli şeylerini veriyorlar." "Belki," dedi Lord Henry iç geçirerek, "ama verdiklerini de burnumuzdan fitil fitil getirirler. Sorun da bu. Zeki bir Fransız'ın dediği gibi, kadınlar bizde şaheşer yaratma arzusu uyandırıp sonra da o şaheseri yaratmamıza engel olurlar." "Harry çok fenasın! Seni neden bu kadar çok sevdiğimi hiç bilmiyorum." "Beni hep seveceksin Dorian," dedi Lord Henry. "Dorian beni hep seveceksin. Senin için, işlemeye asla yüreğinin yetmediği günahların temsilcisiyim ben."
Sayfa 90 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·
88 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.