Söyleme Bilmesinler"Yalansız, dolansız, sırsız biriyim."diye mi tanımlarsınız kendinizi?
"Olduğum gibiyim yav, tam göründüğüm gibi. Neysem o. " diye ekler misiniz bir de?
YALAN!
İnanmıyorum size.
"İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da,işte kimisi üstünü örtüyor," diyor Şermin Yaşar az evvel ağlamaktan yüzüm gözüm şiş, salyam sümüğüme karışmış bir şekilde bitirirdiğim
'Söyleme Bilmesinler' kitabında.
Aslında o kadar sıradan bir aile etrafında dönüyor ki kitap. Ama baksan her biri bir sır küpü. Aile fertleri, baba, ölmüş bir anne üç erkek kardeşi ve eşlerini kendi ağızlarından dinliyoruz.
Ethem başladı önce anlatmaya. Sonra abisi Emin aldı sazı eline. Ekrem de konuşup sıra Hülya 'ya geldiği vakit ,her okuduğum karaktere; sende haklısın be! dediğimi farkettim. Kimin penceresinden baksam o haklı. Böyle empati yapa yapa bir baktım kitap bitmiş.
Bitti ama hâlâ iç çekiyorum. Yine de oturdum aile kavramı üzerine biraz kafa yordum. Hem içinde büyüdüğüm aile, hem benim içinde evlat büyüttüğüm aile için düşündüm de düşündüm.
"Aile temelini atarken," dedim malzemeden çalmayacaksın. SEVGİ.
Sevgisini bolca çokça kullanacaksın. Yoksa o aile aile olmuyor. Bağları gönüllükle değil de zorunlukla bağlanıyor. Sorumluluklar sevgiden değil de, görevi yerine getirmek, baştan savmak için yapılıyor.
Sonra döndüm bir de evlilik üzerine kafa yordum. Severek evlendik diyenleri, görücü usulü evlendik diyenleri, zorla evliliğe boyun eğenleri. Elekten eledim eledim eledim. En üstte elekte kalan;
" kimbilir dedim ,kaç kişi yanındaki ile yaşlanıyor da aklında ki ile ölüyor. Kimbilir...
Offf! Ne yazdın sen böyle Şermin Yaşar? Mahvettin beni ya sen. Kendimden bir şey... iki şey... üç dört beş şeyler buldum. Ama ne derseniz söyleyemem.. şu şu diyemem, anlatamam.
Giriş bölümünde; " ...sıkıntısını, yalnızlığını, el yordamını okadar derin hissettim ki bu kitabı Ethem'e ithaf ediyorum."yazmış Sevgili Yaşar.
Ben de en çok Ethem'i hissettim en çok ona ağladım. En çok ona ve Nurten 'e sarıldım. Ah be dedim. Ahhh!
Daha neler neler dedim de artık susayım. Zaten her şeyimi döktüm yine ortalığa ne salyam kaldı ne sümüğüm. :) Başkada bir şey anlatmam daha.
Tabii ki tavsiye ediyorum. Hemencecik gidin alın ya da hiç gitmeyin atın sepete yarın kapıda ödeyiverin. Ben çok ağladım azıcıkta siz ağlayın sıra sizde. ;)