Gönderi

Tavsiyeler
Değerli kitap dostları. Haddim olmayarak biraz içimi dökmek istiyorum. Günlük hayatta pek konuşkan bir insan değilim. İnsanî ilişkilerde pek de başarılı olduğum söylenemez. Hâl böyle olunca yazmak ve okumak dışında çare kalmıyor. İnsan belli bir yaşa gelince kendi kendine yeter hâle geliyor. Af buyurun da yaşımız olmuş otuz dört. Yapacak bir şey yok maalesef. Kendimizi böyle kandırmak dışında... Kendimi beğenmiş bir insan değilim. Hatta hiç beğenmem. Çirkin olduğum bir gerçek. Yalana gerek yok. İsterseniz girin bakın profil fotoğrafıma. Yalan borcumuz yok ya. Çirkinim diye söyledim. Göz zevkinizi bozduğum için özür dilerim. Çok isterdim ben de bir yuvam olsun. Çoluk çocuğa karışayım. Bari biraz da kader/kısmet/nasip gibi dış şartlara atayım suçu. Bizim beğendiğimiz insanlar bizi beğenmiyor. Bizi beğenen de yok zaten. Olsaydı iyiydi de yok. İnsanlardan çok çabuk soğuyorum. Sebebim var elbette. Hâl böyle olunca insan bir müddet sonra sadece mutlu olacağı insanlara vakit ayırıp sevmediği insanlardan uzak kalıyor. Hoşuna gitmeyen durumlara karşı tepkili oluyor. Kimseyi bulamayınca gelen arkadaşlara, insanlara, sadece sıkıntısını anlatan sonra kaybolanlara, saçma sapan televizyon programlarına, herkese, her şeye. Aman bu yazı öyle bir şey işte. Okuyup geçin. Üç günlük dünyada kimseye kendinizi üzdürme fırsatı vermeyin. Değmez. Vallahi değmez. Haydi kalın sağlıcakla.
33 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.