Gönderi

Yazmaya başladığımdan beri 24 gün saydım. Aşk sayılamaz ya da yeniden yaratılamaz ama önünde durabilirsem kendime bir yer açabilirim. Ama yalnız kalırım, yaşayanların arasında olmam artık. Kendime bakmamı istemiştin benden, başkalarıyla özdeşleşmeden, onların duyguları ve ihtiyaçlarıyla. Öyle de yaptım, 24 gün boyunca. Her gün, pencereme bir kuş çarpıp bir zamanlar onları da içeri aldığımı hatırlattı. Çok fazla aşikâr edecek olursam tükenen kalp değil olanca fark edişiyle gözler olur. Gözlerim tüm kafamı kaplardı eskiden. Şimdi iki noktadan ibaretler. Yeniden büyümeleri bir yıl sürecek. Fakat büyüdüklerinde artık hareket edemeyecekler. Bir keresinde demiştin ki biz isimler olarak doğarız fiiller değil. 24 gün boyunca kendimi boşalttım ve sana iki oyuktan başka gösterecek şeyim kalmadı. Oyuk yine de fiil kökenli bir isim. İstek, çarpıntı, suskunluk da öyle. 24 gün sonra ben hâlâ bir isim olmaya çalışıyorum. Çözüm, soru ya da umut değil. Belki de umut depresyonun kapısı. Ne zor iş her şeye kanat takmamak. Akşam, pencere, ruh. Çeviren: İnan Mayıs Aru
·
95 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.