Gönderi

Sanat
Filân hâkim ve savcı, sanat ve edebiyatın ilerlemesine mani olmaya çalışmakta, bu gibi faaliyetleri öldürmek için havada nefes alma payı bile bırakmamaktadır. Karanlık devirlerin zihniyetiyle hareket etmekte, ahlâkın gerçek mânâsını anlamamaktadır. Ve ilâve ederler: Güzel sanatları baltalıyor, edebı̂ gelişmeleri durdurmak istiyor... Şimdi anlaşılıyor değil mi, güzel sanatların nasıl geliştiği, ne şekilde terakki ettiği? Çıplak kadın resimleriyle seksüel muameleleri tasvir eden neşriyatın bu babdaki rolü... Hele bunlardan albümler yapılır, onbinlerce, yüzbinlercesi piyasaya sürülür, çarşı ve pazarlarda, otel, lokanta, çayhane, kahvehane ve benzeri yerlerde alenen teşhir edilirse... Bununla da iktifa edilmez, yaşlı başlı insanların gidebileceği mahallere kadar genişletilir ve büyük bir mikyasta mekteplere sokulursa.... “Milletlerarası Fuhuşla Mücadele Cemiyeti”nin ikinci umumı̂ kongresinde, üyelerden Emile Pouresy, verdiği raporda şöyle demektedir: “Bu aşağının bayağısı resim ve fotoğraflar vatandaşların zihnı̂ inkişafını fecı̂ şekilde bozarak cemiyet hayatında heyecan ve ihtilâl yaratmaktadır. Bunların zavallı ve talihsiz müşterileri de bu sebeple cinayetten cinayete sürüklenmekte, hayatları altüst olmaktadır. Öyle korkunç cinayetler ki, tasavvuru bile insana dehşet vermektedir. Hele yeni yetişen genç kız ve erkekler üzerinde tevlit ettiği kötü neticeler saymakla bitmez. Binlerce mektep talebesi, bahsi geçen neşri-yatın tesiriyle, ahlâkı̂ ve bedenı̂ rahatsızlıklar geçirmektedir. Bilhassa kızlar için bu tehlike daha ciddı̂ ve ehemmiyetlidir.” İşte güzel sanatların gelişmesi bahsinde, tiyatroların, sinemaların, musiki salonlarının, kahvehane, çayhane ve gazinoların, hep birlikte içinde bulundukları hizmet yarışı...Üstelik buraların ismi de “eğlence yeri”dir.
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.