Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
NİÇİN BÜYÜYELİM KİTAP İNCELEMESİ
“Niçin Büyüyelim?” kitabını Neiman 2014 yılında yayınlamıştır. Kitap yayınlandıktan kısa süre sonra Almanca, Çince, Korece, İtalyanca, Flemenkçe’ye çevrilmiştir. Yazarın, İnternet sitesinde yer alan bu kitaba ilişkin bağlantılara bakıldığında ise yayınlandığı dillerde yoğun bir ilgiyle karşılanmış olduğunu söylemek mümkündür. Çocukluk ve yetişkinlik gibi her insanın odağında olan bir konunun işlendiğini düşünürsek karşılaşılan bu yoğun ilgi tesadüf olmayacaktır. Kitap dört bölümden oluşmaktadır. Yazar diline alıştıktan sonra, gayet akıcı ve anlaşılır biçimde ilerleyen bir okuma süreci bizleri beklemektedir. Alışa geldiğimiz çocukluk güzellemeleri ve romantizmi düşünceleri bizi “niçin büyüyelim ki çocukluk muhteşem bir dönem” şeklinde bir algıyla kitabı elimize almamızı sağlasa da Neiman’ın aktivist kişiliğinin de yansımasıyla kafamızdaki düşünceleri alaşağı edecek bir kitaptır niçin büyüyelim?. Kitabın giriş bölümünde Peter Pan’ın çağımızın simgesi olduğu iddiası bizleri karşılamaktadır. Peter Panın hayatı boyunca çocuk kalması, biz günümüz insanlarının ise büyüyememiş yetişkinler halinde bir çocuk gibi başka etkenlere bağımlı, özgürlükten uzak, karar alma ve uygulama mekanizması hamlamış, görüntüsü eşleştirilmiştir. Peter Panın durumu, yaşadığı her adaletsizliğin onda şaşkınlık uyandırması, hiçbirini içselleştirmeyip dünyaya olan güveninin hasar görmemesinin getirisidir. Peki ya günümüz insanının en büyük problemi güvensizliği, yaşadığı şeyleri çok fazla içselleştirmesi ve hatta bunlarla birlikte kin, nefret gibi duygularını söylemlerine ve eylemlerine yansıtması değil midir? O halde nedir bizleri peter panla eş yapan farklı durum? Neiman kitabında bu durumu bir süre takılı kaldığım Kant’ın şu cümlesiyle açıklamaktadır; “çocukları bebek arabasından indirmeyerek olası yaralanmaların önüne geçmeye çalışırsanız onları her daim çocuk kalmaya mahkûm edersiniz” ve kendi cümleleriyle devam ediyor Neiman; “Burada kant’ın hedef tahtasına oturttuğu aşırı korumacı anneler değil, kendi çıkarları uğruna vatandaşlarının kendileri için düşünmesinin önüne geçen otoriter devletlerdir.” Zeki, birbirinden farklı, ses çıkarabilen insanlardansa birbirinin kopyası haline getirilmiş, ses çıkarması engellenmiş ve hatta ses çıkarma isteğinde bulunmayacak kadar tembelleştirilmiş insanların kontrolü, devletler için her zaman daha kolaydır. Bir üst model telefon çıkmış mı? ne kadar süre çalışırsam alabilirim onu? bu senenin modası ne? siyah mı giysem beyaz mı? gibi sözde büyük kaygılarımızla uğraşırız bizler. Devletlerse bunun gölgesinde, başka mevzularla. Bir ebeveynin işlerini yapabilmek için çocuğunun eline tablet tutuşturması gibi adeta. *Hükümetler özgür vatandaşlardansa rüştten yoksun bir tebaayı tercih edeler* Kocaman bir toplum idaresinde böylesi bir tutumla karşılaşmak beni üzdü fakat şaşırtmadı. Ancak geçen bir video ile karşılaştım. “Çocuğum çok da zeki olmasın. Ne yapacağım çok zeki çocukla. Her gün bir sürü soru sorar cevap vermeyle uğraş dur sonra” diyordu bir anne. İşte tam burada şaşkınlığım da devreye girdi artık. En tepeden oynanan bir çocuklaştırma oyunu değil bu çekirdekten itibaren çocuk kalmamızı mecbur kılma operasyonu. Biraz düşününce bir distopya yarattım kafamda. Her nesil bir sonraki neslin kendinden düşük zekada olmasını istediği bir dünyada bunun sonu nereye gidecektir? Kaç nesil sonra mağaralarımıza bir geri dönüş başlatırız? Ben bilemedim. Ama şunu biliyorum razı gelmemek, birer yetişkin olduğumuzun ve bunun bizlere biçtiği sorumlulukların farkına varmak bizim elimizdedir. Neiman da tam olarak böyle düşünüyor. Önce ne durumda olduğunuzun farkına varın aydınlanın, sonra büyümek için harekete geçin diyor. Ve sıralıyor önerilerini: • Eğitim • Seyahat • İş Öneri başlıklarının altında ise; Ortamın en zeki kişisi olduğunuz yerlerden uzak durun. Büyük dinsel metinleri okuyun. Sadece siber uzamlarda geçirdiğiniz vakti sınırlamanızı ve tıklama imlecini takip etmektense daha dişe dokunur bir eylem gerçekleştirin. Seyahat edin. (Bir turist gibi sadece fotoğraf çekilmek kalabalık gruplarla dolaşmak şeklinde olmasın). Çalışmayı öğrenin. (Yetişkin olmanın en hayati adımıdır) Tavsiyelerini sunuyor. Ben de bu tavsiyeler ışığında hayatlarımızı yeniden düzenlemeyi teklif ediyorum. Kitabın hoşnutsuz zihinler bölümünün ilk cümlesi bu düzenleme için bir başlangıç zili çalıyor. “Bunun gibi bir kitabı alacak kadar büyüdüğünüzde şunu da çoktan öğrenmiş oluyorsunuz: dünya sizin olmasını istediğiniz gibi bir yer değil ve elinizin altında bir başkası yok” Yani olanla olması gereken arasında bir uçurum var bu bariz ama bir kitapla zihninizde aydınlanmalar başlatabilir, fikirleriniz, eylemleriniz, söylemleriniz ile bu uçurumun arasına bir köprü kurabilirsiniz. Köprünüzü sağlam yapmak ve güçlü adımlarla karşıya geçmek size bağlı
Niçin Büyüyelim?
Niçin Büyüyelim?
Susan Neiman
Susan Neiman
:)
Niçin Büyüyelim?
Niçin Büyüyelim?Susan Neiman · İletişim Yayıncılık · 201712 okunma
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.