Denir ki, eskiden akşam yemeğini çok seven bir adam, her gün çalışırken gün sonunda yiyeceği yemeklerin planını yaparmış. Bu yiyecekleri düşünürken de ağzı sulanırmış. Akşam olunca, yiyeceği şeyleri düşünerek sevinirmiş. Daha sonra planladığı gibi yemeğini yermiş. Kısa süre hayalini kurduğu yemeklerdense, uzun süre hayalini kurduğu yemeklerin tadını çok daha fazla alıyormuş. Bu yüzden, bir gün aklına şöyle bir fikir gelmiş. Akşam yemeğine harcadığı parayı harcamaksızın, böyle hayal kurmayı sürdürmeye devam etmek istemiş. Gün boyu "Bu akşam kebap yiyeceğim, yanında güzel bir pilav yiyece- ğim. Ondan sonra da tel kadayıf ve arkasından yoğurt..." Bu hayalleri kurarken dudağını ısırıyor ve tüm gün mutlu oluyormuş. Akşam olduğunda da, basit bir zeytin ve ekmekten oluşan akşam yemeği yiyormuş. Arkasından da şöyle diyormuş: "Yemiş gibi oldum." Bu plan, o kadar iyi işlemiş ki yıllar geçtikçe, bir cami inşa ettirecek para biriktirmiş. Ve bu camiye de "Sanki Yedim Camii" adını vermiş.