Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Sergüzeşt basit bir aşk kitabı değil. 19. yüzyıl sonunda Osmanlı imparatorluğunda hala sürmekte olan esir ticaretinin birey ve toplum hayatındaki yıkıcı etkisini gözler önüne süren sosyolojik bir eleştiri. Sayfa sayısı az olmakla birlikte derin bir içerik barındırıyor. Servet düşkünü efendiler, Aydın geçinip vicdani- kültürel değerlerini yitiren gençler, küçük çıkarlar için insan hayatını, insan onurunu hiçe sayan bireylere dikkat çekiyor. Kırım savaşından sonra Anadolu’ya göçle gelen Kafkas göçmenleri çeteler tarafından soyularak kadınları-kızları gemilerle İstanbul’a getirilip köle olarak satılıyor. Osmanlı tarım toplumundan sanayi toplumuna geçememiş. Ev hayatını ve toplum hayatını köleler düzenliyor. Kitabın baş kahramanı Dilber ( ki gerçek adı bilinmiyor. Annesinden koparılıp İstanbul’a getirildiğinde daha 5 yaşındayken onu alan efendisinin verdiği isim) bir Kafkas kızı. Kitap ilerleyince konuya dahil olan Cevher, Sudanlı hadım bir harem ağası. “Bir efendi halayığını ( kadın köle) sevebilir mi? İlle davul dengi dengine mi vuracak? “sorularına Celal bey ve Dilber’in hüzünlü öyküsü ile “bence” net cevap veriyor. Kitap, ev yaşantısına dair ince ayrıntılar barındırıyor. Akıcı ilerliyor. Çok fazla betimleme yok. Ufak bir eleştiri; olayların bağlantıları zayıf kalmış. Hikaye atlıya atlıya ilerliyor. Yazar biraz da okuyucunun hayal gücünü devreye sokmuş. Son 120-150 yılda toplumumuzdaki İnsan ilişkilerindeki değişim dikkat çekiyor. Bir paşa çocuğunun esir kadınlar, kadının toplumdaki yerini sorgulaması dikkate değer. Günümüz Türkçesine uyarlayan Salih Bora’nın sunuşunu çok beğendim. Benim için zaman makinesi gibiydi. Okumayı düşünenlere keyifli okumalar diliyorum.
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · İş Bankası Kültür Yayınları · 201946,2bin okunma
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.