Gönderi

Kendini "laik" zannedip, dinden bihaber olanlara ithafen:
Atatürk Laikliğinin Gerekçeleri Ben, laikliğin ne olduğunu veya ne olması gerektiğini değil, Atatürk'ün neden laikliği gerçekleştirmek istediğini, başka bir deyişle laikliğin gerekçeleri üzerinde duracağım. Konuya girmeden önce, Atatürk'le ilgili olarak şu noktaları özellikle belirtmek gerekir: 1. Atatürk dinsiz değildi. Yani Ateist değildi. Hangi din olursa olsun dinin varlığını inkâr etmemiştir. Yani Allahsız değildi. Böyle olduğunu gösteren hiçbir işaret yoktur. 2. Atatürk İslam'ı ve İslam tarihini çok iyi biliyordu, Peygambere karşı büyük saygısı vardı. Çünkü onu büyük bir devlet adamı ve büyük bir komutan olarak görmekteydi. 3. Atatürk, İslam'ın, akıl-dışı uygulamalarına, efsane tarafına karşı idi. Onun içindir ki, İslam'da değil, fakat din adamlarının yetiştirilmesinde de "inkılâp" yapmak istiyordu. Ona göre, İslam'ı, toplumun gelişmesini engelleyici hale getiren, İslam'ın kendisi değil, uygulayıcıları, yani bir takım din adamlarıydı. Sonuç: Laiklik ilkesini ortaya atan ve Türk toplum ve devlet hayatına egemen kılmak isteyen, İslam'dan habersiz, İslam'ı ve dinin ne olduğunu bilmeyen bir insan değil, bütün bunları çok iyi bilen bir insandır. Günümüzde, bazı laiklik taraftarları, laikliği saptırırlarken, esasında dinden ve İslam'dan haberi olmayan insanlardır. Atatürk böyle değildir. Laikliği savunan Atatürk, bir bakıma İslam'ın bir uzmanıdır.
Sayfa 164Kitabı okudu
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.