Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Zira Adem (a.s.) yasak ağacın başka bir ifadeyle aşk ağacının meyvesinden yemekle cennetten çıkarılıp dünyaya indirildi ki neslindeki yaradılışın mayası ve şifresi Hz. Muhammed (s.a.v.) gelsin diye. Ne güzel söylemiş bir kutlu: Tinet-i Adem'de konmasa ezel sevda-yı aşk Cenneti bir daneye satmazdı ol dânâ-yı aşk Evet, Adem (a.s.)'ın aşk ağacının meyvesinden yemesi de aşkın meyvesiydi. Belaların en şiddetlisi nebilere, sonra evliyaya, kudsi Kelâmının ifade buyurduğu gibi aşkın hakikatına dünyadaki ibtila dalgalarına göğüs gererek erişilir. İbtila (düşkün olma, tutku) aşkın mayasıdır. Adem mahbubuna kavuşabilmek için danenin tuzağına tutuldu. Maşukuna erişince de iki cihana ihtiyacı kalmadı. Bu konuda bazı hakikat ehli, hakikat sırlarından şöyle bir nükteyi ortaya çıkartmışlardır. Cenâb-ı Fahri Risalet Aleyhi Ekmelüttahiyye (s.a.v.) Efendimiz'in Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye hicretleri, Hz. Adem (a.s)'ın cennetten dünyaya indirilişinin farklı bir modeli ve misalidir. Zira ki Kâbe-i Muazzama da Cennet-i A'la gibi, Cenâb-ı Mevlâ'nın yakınlığına işarettir. O yakınlıktan ayrılmak, esma ve sıfat âlemlerini seyir ve temaşa içindi. Bu maksat hâsıl olunca yakınlığın sırrı açıldı. Maddi yakınlıktan, sırrî ve manevî yakınlığa erişilmiş oldu. Evet, madden yakınlık vardır. Lakin fiziki yakınlıklar ayrılığa, fikri ve kalbî yakınlıklardan daha müsaittir.
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.