Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Devlet güvenlik ve huzuru sağlamak için, ülkeyi savunmak için, sağlıklı, iyi gelişmiş, anlayışları, ulusal duyguları, yurt sevgileri yüksek vatandaşlar ister. Devletin, içte ve dışta ulus işlerini yaptıracağı yüksek yetenekli yurttaşlara gereksinimi vardır. Devlet, bütün yurttaşların, devletin yasalarını anlayıp onlara uyma gereğini kavramalarını, ülkenin güvenliği ve savunması için önemli görür. Devlet, bütün yurttaşların hangi zanaat ve meslek dalında olursa olsun çağımızdaki gelişme ve ilerlemenin gerektirdiği ölçüde başarılı olmalarıyla yakından ilgilidir. Bu nedenledir ki, yurttaşların eğitim ve öğretimleriyle, sağlığıyla yakından ilgilenmek zorundadır. Devlet, ülkenin güvenlik savunması için karayollarıyla, demiryollarıyla, limanlarla, deniz taşımacılığıyla, telgrafla ve telefonla, ülkenin hayvan gücüyle ve her türlü taşıma araçlarıyla ulusun genel maddi varlığıyla yakından ilgilenir. Ülke yönetiminde ve savunmasında bu saydıklarımız, toptan, tüfekten, her türlü silahtan daha önemlidir. Özellikle para, her türlü aracın üstünde var olan bir silahtır. Görülüyor ki, ekonomik işler ve kimi toplumsal işler, bir bakıma bireylerin çıkarları ile ilişkilidir. Bunun içindir ki, bireyciler, bu işlere devletin karışmasını kişi özgürlüğüne tecavüz gibi görürler. Ne var ki, bu işler içinde, dolaylı olarak bütün ulusun ortak çıkarına dokunan ve dayanan noktalar da vardır. Bu nedenle, devletçilerin haklı olduklarını kabul etmek yerinde olur. Özel (kişisel) çıkar, çoğu kez genelin çıkarıyla çelişir bir durum alabilir. Bir de özel çıkarlar, sonunda rekabete dayanır. Oysaki yalnız, bununla ekonomik düzen kurulmaz. Bu sanıda olanlar, "kendilerini serap karşısında aldanılmaya terk edenlerdir." Kişiler, ortaklıklar (şirketler), devlet örgütüne göre zayıftırlar. Serbest rekabetin toplumsal sakıncaları da vardır; zayıflarla güçlüleri yarışmada karşı karşıya bırakmak gibi. Ve son olarak, kişiler, kimi büyük ortak çıkarları karşılamaya yeterli olamazlar. Bu gibi işlerde, kişilerin kurma olanağı bulamayacakları geniş ve güçlü bir kuruluş gerekebilir ya da bu gibi işlerde, kişiler, yeterli ölçüde çıkar sağlayamayacakları için o işlerden vazgeçerler. Oysa o işler ulusça yaşamsal bir önem taşır ve devlet onu yapmak zorundadır. Herhalde, uluslarda, özgürlük ve uygarlık geliştiği ölçüde, devletin, görevleri ve sorumlulukları artar. Hayat çoğaldığı oranda araçlar da çoğalır. Çok araç, çok ve büyük güçle yönetilir. Güç arttıkça kurallar da artar. Bir toplumun aracı ve kuralı ise devlettir. Bundan başka devletin, bireye göre olan hırsı da başka niteliktedir. O, kamunun ortak çıkarlarını ve ilerlemesini düşünür. Kişiler, özel çıkar hırsından ne ölçüde uzaklaştırmanın mümkün olacağı düşünülmeye değer.
·
117 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.