Zaten bu insanların da kentlere "taşı toprağı altın" diyerek geldikleri bilinmektedir. Bu nedenle demokrasi ve özgürlük gibi şeylerin de onlar açısından kentin altın olan taşının toprağının, hazine arazisinin yağma edilmesine imkan vermekten, destek olmaktan başka bir anlamı yoktur.
Yağma özgürlüğünün ise, her zaman zorbalığa ihtiyaç duyacağı için, demokrasiyle filan bağdaşması şöyle dursun, tam aksine diktatörlüğü gerek kılması kaçınılmazdır.