Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Karanlığın Yüreği ve Sömürgecilik Üzerine
İnsan yönetme tutkusu olan bir yaratıktır. Güçlü insanlar zayıf insanları ve hayvanları yönetme eğilimindedir. Tıpkı insanlar gibi güçlü ülkeler de zayıf ve fakir ülkeleri yönetir ve onlardan faydalanmak isterler ve buna sömürgecilik denir. Güçlü devletler zayıf devletlerin topraklarından, emeğinden ve kaynaklarından yararlanır. Sömürgecilikte önemli olan sadece güç değil, aynı zamanda din ve ırktır. Ne yazık ki bugün çoğu ülkede beyazlar hâlâ siyahlara göre avantajlı durumda. Günümüzde güçlü ülkeler genellikle Afrika'yı ve Afrikalıları sömürmektedir. Bu durum sömürgeciliğe maruz kalan ülkenin yetersiz kalmasına, ekonomik olarak ve her anlamda geride kalmasına neden olmaktadır. Tarih boyunca önem taşıyan sömürgecilik teması edebiyatta pek çok esere konu olmuştur. Bu eserlerin en önemlilerinden biri Joseph Conrad'ın yazdığı Karanlığın Yüreği'dir. Yazılmasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen günümüzde de okunmaya devam etmekte ve fikirleri hala birçok kişi tarafından kabul görmektedir. Joseph Conrad, sanayileşmeyle birlikte insanların ve devletlerin nasıl hammadde arayışına girdiklerini ve bu arayışta ne kadar acımasız olduklarını anlatır. İnsanlar bu arayışa ilk başta iyilik düşüncesiyle başlasalar da zamanla hırslarına yenik düşerek insanlığın karanlık günlerine doğru yol alırlar. Romanın adı Karanlığın Yüreği siyahileri ya da bilinmeyenleri ifade etmektedir. Bu roman birçok sembol ve metafor içermektedir. Karanlığın insan kalbine benzetilmesi, yılana benzetilen nehir, gücü veya parayı temsil eden fildişi bu metaforlara örnektir. Hikaye, Thames Nehri'nin güzelliği ve parlaklığıyla başlar, ancak yavaş yavaş nehir kasvetli bir hal alır ve bu durum insanın iç dünyasına yaptığı yolculuğa benzer. Anlatıcı Marlow ilk başta Thames Nehri'ni över ancak daha sonra bu nehrin dünyanın en karanlık yerlerinden biri olduğunu söyler. Asıl hikaye, Thames Nehri'ne her anlamda zıt olan Kongo Nehri'nde başlar. Conrad kitabında sık sık sömürgeci ve sömürgecilik karşıtı söylemlerde bulunur. Köle tanımı için ilk cümleleri şu şekilde kullanmıştır “Dik ve yavaş yürüyorlardı, toprakla dolu küçük sepetleri başlarının üzerinde dengede tutuyorlardı ve tıngırdama da ayak sesleriyle uyumluydu. Bellerine siyah paçavralar dolanmıştı ve arkadaki kısa uçlar kuyruk gibi ileri geri sallanıyordu. Her kaburga kemiğini görebiliyordum, uzuvlarının eklemleri bir ipteki düğümler gibiydi; her birinin boynunda demir bir tasma vardı ve hepsi, aralarında sallanan, ritmik bir şekilde tıngırdayan bir zincirle birbirine bağlıydı." Joseph Conrad aslında herkesin bildiği ama görmezden geldiği detayları anlatır. Kölelerin zayıflıklarını bir ipe, kemiklerini ise ipteki düğümlere benzetir. Kölelerin boyunlarına takılan demir tasmalar Marlow'un bir süre duraklamasına neden olur. Bu etik dışı durum, kendisini pek şefkatli bir insan olarak görmeyen Marlow'u bile rahatsız etmeye yetmektedir. Ne yazık ki bu tanımlama dünyadaki diğer sömürge ülkelerinden farklı değildir. Sömürülen her ülke aynı korkunç ve insanlık dışı manzarayla karşı karşıyadır. Her ne kadar öyle görülmese de, köleler de insandır ve eserde bütün acılarına ve kötü yaşam koşullarına rağmen kayıkta şarkı söylemeleri onların da herkes gibi olduğunun kanıtıdır. Conrad, ten rengi ne olursa olsun gözdeki beyaz kısmın parlaklığının tüm insanlarda eşit olduğunu vurgular çünkü bu kısım tüm ırklarda, tüm insanlarda aynıdır. Sömürgecilik sadece insanlara değil hayvanlara da zararlıdır çünkü doyumsuz insanoğlu fildişi için filleri öldürür. İnsan acımasız bir varlığa dönüştüğünde diğer insanları, hayvanı ya da doğayı umursamaz hale gelir. Bu bağlamda Freud'un uygarlıktan vazgeçip ilkel koşullara dönersek çok daha mutlu olacağımızı ifade etmesi dünya çapında kabul edilmesi gereken bir ifadedir. İlkel çağlarda açgözlülük, güç yarışı yoktu, insanın en saf hali materyalist olmadan önceki haliydi aslında. Bu anlamda ilkel dönemlerin günümüze göre daha iyi olduğu söylenebilir. Eserde adından sıkça söz edilen Kurtz ismi, insanlar tarafından sıklıkla dahi ve mükemmel bir insan olarak anılır. Başlangıçta Kurtz ilgi çekici bir insandır ancak karanlık tarafı yavaş yavaş ortaya çıkar. Marlow, gemisinin arızalanması, yolda ok saldırısı gibi pek çok kötü deneyimin ardından Kurtz ile tanışır. Kurtz yerlilere kendisini bir tanrı olarak tanıtmıştır. İlahi statüsünü korumak için barbarlık, hatta yamyamlık yapar. Kendisine karşı çıkan herkesi öldürür. Böylece Kurtz sömürgeciliğin zulmüne ve vahşetine teslim olur. Ölürken son sözleri "dehşet!" olur çünkü aslında kendisinin de öncül olarak neden olduğu bu dehşeti anlatacak başka kelime bulamaz. Ölüm ona yaptıklarını hatırlatır ama neyin doğru olup olmadığını anlaması için artık çok geçtir. Empati yapıldığında korkunç olan bu durum, zamanla diğer tüm şirket çalışanları gibi Marlow için de kabul edilebilir hale gelir. Afrikalıların başına gelenleri bir işkence olarak değil, disiplinli bir yönetim şekli olarak düşünmeye başladığı an, aslında kendi içinde bir kaos yaşar. Marlow, düşüncelerinin karışıklığından kurtulamaz çünkü başlangıçta yaşananlara üzülürken sonradan bu insancıl hisleri kaybolur. Bu karmaşık durum ve vicdan da Marlow'un (yüreğinin) karanlığıdır. Sonuç olarak Heart of Darkness, Afrika'nın Avrupa sömürgeciliği nedeniyle yüzleşmek zorunda kaldığı psikolojik ve fizyolojik savaşı okuyucuya anlatır. Bu savaşta yaşanan acılar Joseph Conrad tarafından mükemmel bir dil ve anlatımla okuyucuya sunulur. Conrad; konu para, güç ve kişisel çıkar olduğunda bir insanın ne kadar vahşileşebileceğini gösterir. Avrupa'nın Afrika'ya davranışı, güçlünün zayıfa davranışı, beyazın siyaha davranışı, zenginin fakire davranışı yıllardır aynı ve bu durum artarak devam etmektedir. Sömürge devletleri güçlerine ve hazinelerine güç katmaya devam ederken, ahlaki ve ahlaki konularda eksik kalacak ve gelecek nesillere bu anlamda hiçbir şey veremeyeceklerdir. Bu eserden sonra okuyucu yüreğinin derinliklerine yaptığı yolculukta kendine şu soruyu sormalıdır: Asıl vahşi beyazlar mı yoksa siyahlar mıdır?
Karanlığın Yüreği
Karanlığın YüreğiJoseph Conrad · Can Yayınları · 20114,198 okunma
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.