"Bana düşlerimdeki yaşamı bırakın.
Bu küçük yargılarınız, gerçek yaşama ilişkin ve az çok yüreğimi inciten bu ayrıntılar, bulutlardan çekip indiriyor beni.
İnsan elinden geldiği gibi ölür; ben ölümü kendi açımdan düşünmek
istiyorum.
Başkalarından bana ne? Başkalarıyla ilişkilerim birdenbire kesilecek.
Lütfen bana o insanlardan söz etmeyin bir daha; zaten sorgu yargıcıyla avukatı görüp yeterince alçalıyorum."
Doğrusu, diyordu kendi kendine; görünüşe bakılırsa, kaderimde düş kurarak ölmek varmış.
Benim gibi, on beş gün içinde unutulacağından emin olan tanınmış bir insan oyun oynamaya kalkarsa, doğrusu pek enayilik etmiş olur...