Gönderi

Ahmet Kütahyalı, tam anlamıyla bir "devrim muhafızı." Bana kalırsa da Cemalettin Hoca'dan çok daha yetenekli. Hem zeki, hem akıllı. "İran'ın sizin hareketinize bir maddi yardımı oluyor mu?" diye soruyorum. Yanıtlıyor: "Maalesef sizin ya da gazetenizin ve okuyucularınızın ürk- tüğü, korktuğu veya tüm Türkiye'deki rejime bağlı olan veya rejime İslâmi meselelerin dışında karşı olanların korktuğu, ürktüğü gibi büyük çapta yardım edebilme imkanlarına sahip değil. Ama inşallah o da olacak bir gün." "Büyük çapta, küçük çapta ama demek ki, bir yardım var." "Şöyle diyelim. Yani tüm dünyada silahlı yardım söz ko- nusu değil." "Kaplan Hoca'nın kitapları, dergileri. Bu paralar nereden geliyor?" "Dünyadaki hiçbir yere yardım edecek güçleri yok. 7 se- nedir savaş yapan bir ülke. Bütün dünyaya karşı savaşıyor. Ga- zeteleri ile, solu ile, sağı ile açıktan kafirim diyen insanlarla savaşan bir devlet." "Peki hiç yapmıyor mu?" "Gücünün yettiği kadar yapıyor şimdilik. Sadece Irak'taki kafirlerle meselesi yok. Bütün dünyadaki kafirler ile aynı za- manda mücadelesi var İran'ın." Berlin'de Cafer-i Sadık Camii'nde de bir İranlı ile karşılaş- mıştık. Cafer-i Sadık Camii, Caferî mezhebine bağlı olanların namaz kıldıkları bir camiydi. Kars-Iğdırlı yurttaşların açtıkları camide bir İranlı ile karşılaşmış ve biraz da tartışmıştık. Aynısözleri söylüyorlardı Ahmet Kütahyalı ile.Ve cami duvarında İran İslâm inkılabı ile ilgili yazılar göze çarpmaktaydı. İran Başkonsolosluğu'na girmiş gibi olmuştum!
Sayfa 52
·
121 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.